Öz yeterlilik ve hemodiyaliz tedavisi: Nitel ve nicel bir yaklaşım
Özet
Giriş: Öz yeterliliğin ölçülmesine yönelik teori temelli yaklaşım, hemodiyaliz hastalarının diyet ve sıvı tüketimi kısıtlamaları konusunda yaşadıkları zorlukları açıklamak konusunda yetersiz kalmaktadır.
Amaçlar: Bu kısıtlamalar nedeniyle yaşanan zorlukların çeşitliliğinin
tespit edilebilmesi, klinisyenlerin hasta görüşmelerinde hastaları yönlendirebilmeleri için bu zorlukların sayısallaştırılması için nitel ve nicel
araştırmaların yönlendirebilmeleri ‘açısından’ bir araya getirilmesi gerekmektedir. Bu çalışmada, öz yeterlilik kavramı, diyet ve sıvı tüketimi
konusundaki zorluklar üzerine temellendirilmiş ve elde edilen bulgular,
karşılaştıkları her zorluğun üstesinden gelebilme kapasiteleri hakkındaki
hasta algılarının sayısallaştırılmasını sağlayacak bir anket formunun hazırlanması amacıyla kullanılmıştır.
Yöntem: Nitel çalışmanın örneklemi 16 hemodiyaliz hastasından oluşurken, nicel çalışma 156 hemodiyaliz hastasını içermiştir.
Bulgular: Nitel bulgular, hastaların diyet ve sıvı tüketimine yönelik kısıtlamalar nedeniyle bir dizi özgül zorluk yaşadığını ortaya çıkarmıştır.
Bunların arasında pratikte yaşanan kısıtlamalar, başkalarıyla bir araya
gelmek, hemodiyalizi diyete uymamanın telafisi olarak görmek, diyet
ve sıvı kısıtlamalarından sıkılmak, rahatsızlık, duygusal sıkıntı gibi duygusal zorluklar bulunmaktadır. Sıvı kısıtlamalarıyla ilgili karşılaşılan en
yaygın zorluk hastanın yemek yerken sıvı tüketme hakkının kalmamış
olmasıdır. Diyet kısıtlamalarıyla ilgili yaşanan en yaygın zorluk ise diyetten sıkılmak olarak bildirilmiştir.
Sonuç: Bulgular, temellendirilmiş öz yeterliliğin bütüncül bir olgu olduğunu ancak geniş çapta özgül zorluklar barındırdığını önermektedir.
Tespit edilen zorluklar, diyet ve sıvı kısıtlamalarına uyum sağlamayı geliştirmek için gerçekleştirilebilecek eğitimsel müdahalelere bir kanıt temeli sağlamıştır Background: The theoretically driven approach to the measurement
of self-efficacy fails to capture the challenges that hemodialysis patients
experience in following their dietary and fluid restrictions.
Aims: A combination of qualitative and quantitative research is necessary
to identify the range of challenges associated with these restrictions and
to quantify them if clinicians are to be guided in their consultations with
patients. In this study the construct of self-efficacy was grounded on the
basis of challenges to dietary and fluid restrictions, and the findings were
used to develop a questionnaire to quantify the patients’ perceptions of
their ability to overcome each challenge.
Materials and Methods: The sample for the qualitative study consisted
of 16 hemodialysis patients and the quantitative study included 156
hemodialysis patients.
Results: The qualitative findings showed that the patients experienced a
range of specific challenges to dietary and fluid restrictions. Among these
were practical constraints, being with others, the view of hemodialysis
as compensating for dietary non-compliance, and emotional challenges
including discomfort, distress, and boredom with dietary and fluid
restrictions. The most common challenge to fluid restrictions was
eating while not having any fluid allowance left. Boredom with diet
was the most common challenge to diet. Hemodialysis treatment was a
justification for a significant number of patients to neglect their dietary
and fluid restrictions.
Conclusion: The findings suggest that grounded self-efficacy is a
unitary phenomenon, but that it incorporates a wide spectrum of
specific challenges. The challenges identified herein have provided an
evidence base for educational interventions to improve compliance with
dietary and fluid restrictions.