Advanced Search

Show simple item record

dc.contributor.advisorSoysal, Leventen_US
dc.contributor.authorCanbulat, Guler
dc.date.accessioned2019-07-12T08:36:07Zen_US
dc.date.available2019-07-12T08:36:07Zen_US
dc.date.issued2012en_US
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.12469/1984
dc.description.abstractWhile reaching the end of 20th century contemporary understanding of spaceand time began to threaten history.s centralist linear and causal structure. in theappearingly accelerating and tightening world the individual feels the need fordeceleration and adherence. The perspective offered by history and grand narrativescan no longer be adequate for the individuum seeking a sense of identity andbelonging. Therefore the individual clings to his/her verity and thereby his/hermemory.en_US
dc.description.abstract20. Yüzyıl sonlarına gelirken, çağdaş zaman ve mekân anlayışı, tarihin merkeziyetçi, doğrusal ve nedensel yapısını tehdit etmeye başlamıştır. Gittikçe sıkışan ve hızlanıyor gibi gözüken dünyada, kişi yavaşlama ve tutunma ihtiyacı duymaya başlar. Bir tür ait olma ve kimlik arayışına giren bireye, tarihin ve büyük anlatıların sunduğu perspektif yetmez hale gelir. Bu yüzden birey, kendi gerçekliğine, dolayısıyla belleğine tutunur. 20. Yüzyıl sonlarına gelirken bellek, tüm dünyada pek çok alanı etkileyen yaygın ve eşzamanlı bir kamusal diskur haline gelmiştir. Bu süreçte sanatçı da artık tarihin bir figüranı olmaktan çıkıp, kendi gerçekliğinin izlerini, belleğiyle görünür kılma arayışına girmiştir.Yüksek lisans tezim kapsamında 1938, İstanbul doğumlu sanatçı Sarkis'in sanatı üzerinden belleğin imkân verdiği dil ve ifade biçimlerini inceledim. Sarkis'in işlerinde bellek, kişiyi ve toplumu sarsan, bir ömrün sınırlarını aşıp önceki kuşaklara uzanan travmaların semptomları biçiminde ortaya çıkar. Travmayı konumlandırırken deneyim ve doğrusal göndermelere dayanan tarihin geleneksel anlayışı yetersiz kaldığı için, sanatçı geçmişe hapsolmuş duygularını bellek aracılığıyla iletir ve travmanın izlerini görünür kılar. Böylece temsil edilemezin biçimlerini oluşturur. Açıklayıcı cümleler, betimlemeler, nostalji ve ağıttan kaçınan bu işler, bastırılmış olanın ansızın geri dönüşü gibidir. Sarkis temsilin imkânsızlığının farkındadır, belleğiyle kendisine bir mülk inşa eder ve onu kendi vatanı yapar. Sanatçının hayatının ve sanatının incelendiği bu tezde, özellikle ?Çaylak Sokak? (1986) ve ?Başlangıçta: Çığlık? (1998) işleri üzerinden temsil edilemezin kavram ve biçimleri analiz edilmiş; Gidiş - Dönüş, Yokluk - Sessizlik, Yineleme, Okunamazlık - Belirsizlik, Hapsolma başlıkları üzerinden tartışılmıştır.en_US
dc.language.isoengen_US
dc.publisherKadir Has Üniversitesien_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.subjectMemoryen_US
dc.subjectTraumaen_US
dc.subjectContemporary Arten_US
dc.subjectRepresentationen_US
dc.subjectBelleken_US
dc.subjectTravmaen_US
dc.subjectÇağdaş Sanaten_US
dc.subjectTemsilen_US
dc.titleWhen Memory takes the stage: the forms of unrepresentability in sarkisen_US
dc.typemasterThesisen_US
dc.departmentEnstitüler, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, İletişim Çalışmaları Ana Bilim Dalıen_US
dc.relation.publicationcategoryTezen_US
dc.identifier.yoktezid313325en_US


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record