The role of irena in global renewable energy policies
Özet
It is widely accepted that renewable energy will make significant contributions to a more sustainable world because of its environmental, sociological and economic advantages. Taking this into account, a transition from a fossil fuel-dominated to a renewable-dominated energy system is inevitable. However, only 10.4% of world primary energy consumption today comes from renewable sources including hydroelectric power. It will therefore take a long time to implement international policy and effective action for renewable energy to become this dominant resource. States are the key actors of the international structure and the main decisionmakers on renewable energy policies. At the same time, international organizations can help states to internalize and form new identities by creating norms. Within this perspective, it is expected that the International Renewable Energy Agency (IRENA) will have a voice on international renewable energy policies. This study discusses how IRENA helps shape international renewable energy policy through its interactions with states and its with other international organizations. The study first examines the international community's road to IRENA with efforts to create renewable energy governance around the world. Then, it examines in detail the initiatives of the agency over the last 10 years, from its establishment to today, and the process of norm emergence and identity creation of IRENA on renewable energy through the social constructivism approach. At the end of the study, I argue that, despite its short existence, IRENA’s efforts to create norms were successful, but the agency needs to spread its initiatives more equally around the world, without reference to development classification, so that these norms become truly global and universal. Today, nearly every country needs to improve its renewable energy policies. It may only be possible for states to form a common identity on the internalization of norms and on renewable energy only in this way. Yenilenebilir enerjinin, çevresel, sosyolojik ve ekonomik üstünlükleri nedeniyle daha
sürdürülebilir bir dünya oluşumuna önemli katkılar sağlayacağı bilinmektedir. Bu durum
göz önüne alındığında fosil kaynakların egemen olduğu enerji sisteminden, yenilenebilir
enerji ağırlıklı bir sisteme geçiş kaçınılmazdır. Ancak, günümüzde tüketilen birincil
enerji kaynaklarının sadece yüzde 10,4’ü yenilenebilir kaynaklardan –hidroelektrik dahilsağlanmaktır. Bu kaynakların dünya enerji sepeti içinde egemen olması için uluslararası
politika ve kararlı uygulamalarla uzun bir süreye ihtiyaç duyulmaktadır. Devletler
uluslararası yapının temel aktörleridir ve yenilebilir enerji politikaları konusunda asıl
karar vericilerdir. Bunun yanı sıra, uluslararası organizasyonlar da yenilenebilir enerji
konusunda yeni normlar oluşturarak devletlerin politikalarında içselleştirmeye ve yeni
kimlik oluşturmaya neden olabilmektedirler. Bu çerçeveden bakıldığında, Uluslararası
Yenilebilir Enerji Ajansı’nın (IRENA) küresel çaptaki yenilenebilir enerji politikalarında
söz sahibi olması beklenir. Bu çalışma, IRENA’nın yenilebilir enerji politikalarındaki
rolü ile devletler ve diğer uluslararası organizasyonlarla olan etkileşimini incelemektedir.
Çalışmada ilk olarak, uluslararası toplumun dünya çapında yenilenebilir enerji yönetimi
oluşturma çabaları ile IRENA’ya giden yol incelenmiştir. Daha sonra, Ajans’ın,
kuruluşundan günümüze kadar geçen 10 yıllık süre içinde gerçekleştirdikleri girişimler
ayrıntılarıyla incelenmiş ve sosyal inşacılık (social constructivism) yaklaşımıyla
IRENA’nın yenilenebilir enerji konusunda norm ve kimlik oluşturma süreçleri
incelenmiştir. Çalışma sonunda kısa süreli varlığına rağmen IRENA’nın norm oluşturma
aşamasındaki çabaları başarılı bulunmuştur, ancak oluşturulan normları geniş bölgelere
yaymak için girişimlerini herhangi bir gelişmişlik sınıflaması yapmadan tüm dünyada eşit
olarak sürdürmesi gerekmektedir. Günümüz dünyasında hemen her ülkenin yenilenebilir
enerji politikasını iyileştirmeye ihtiyacı bulunmaktadır. Ancak bu şekilde, normların
içselleştirilmesi ve yenilebilir enerji konusunda devletlerin ortak bir kimlik oluşturması
mümkün olabilecektir.
Koleksiyonlar
- Tez Koleksiyonu [1348]