Advanced Search

Show simple item record

dc.contributor.advisorÖzgöker, Uğuren_US
dc.contributor.authorTüysüzoğlu, Göktürk
dc.date.accessioned2020-08-05T10:44:52Zen_US
dc.date.available2020-08-05T10:44:52Zen_US
dc.date.issued2009en_US
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.12469/3116
dc.description.abstractSoğuk Savaş'ın bitimi ile birlikte, savaştan galip çıkmış olan Liberal Dünya'nın değerleri tüm dünyaya yayılmaya başlamıştır. Liberalizmin beraberinde getirdiği küreselleşme akımı sayesinde dünya tek tipleşmeye doğru hızla yol almaya başlarken; insan hakları, demokrasi, azınlıklara saygı, vb. kavramlar adeta tüm dünya ülkelerinin uyması gereken ilkeler haline gelmiştir. Küreselleşme akımının arkasındaki büyük ve güçlü ülkeler, bu ilkeleri çok etkili bir şekilde kullanmayı başarmış ve birkaç ülke dışında neredeyse tüm ülkeler, kendilerini liberal dünyanın değerlerine uymak zorunda hissetmişlerdir. Soğuk Savaş sırasında dondurulmuş olan etnik ve dini sorunlar da, Soğuk Savaş'ın bitmesinin ardından tekrar canlanmış ve birçok bölgede kanlı çatışmaların çıkmasına neden olmuştur. Aslında, küresel dünyanın liderleri, etnik ve dini sorunları kendi lehlerine kullanmayı bilmişler ve kendileri ile iyi geçinmeyen ve liberal değerlerle sorunları olan ulus devletleri, bu ülkelerde bulunan etnik ve dini akımlara dayalı ayrılıkçı hareketlere destek vererek güçsüz duruma düşürmüşlerdir.İşte, etnik sorunların zirve yaptığı bölgelerden biri de Balkanlar'dır. Soğuk Savaş'ın bitiminin ardından tekrar canlanan mikro milliyetçi akımlar, Yugoslavya'nın dağılmasına ve Bosna ile Kosova'da büyük çaplı iç savaşların çıkmasına neden olmuştur. Yeni Dünya Sistemi'nin öncü ülkeleri ise hem Bosna'da, hem de Kosova'da çıkan olaylara büyük çapta seyirci kalmış ve ancak çok gerektiği zaman müdahale etmişlerdir. Bu müdahaleden ise sadece askeri önlemleri anlamışlar ve bu krizlerin yaşanmasına neden olan siyasi ve sosyal sorunlarla hiç ilgilenmemişlerdir. Sonuç olarak ulusal problemler, uluslararası bir sorun niteliği kazanmıştır.en_US
dc.description.abstractAfter the Cold War, the initial role of the nation states, which is related with the stabilisation of people and state has changed by the effect of the globalisation and its main arguments. Democracy, human rights, minority rights, etc. have become the main characteristics of the new era. Liberalisation, which is the winner ideology of the Cold War, has started to wrap up all parts of the world. We know that at the time of Cold War, so many ethnic and religious based nationalistic discrepancies were frozen because of the ideological supervision and competition. Nevertheless, after the end of the Cold War, the ethnic and religious based clashes can easily be seen at the breakdown of Yugoslavia. Unfortunately, the bloody internal conflict killed thousands of people in Bosnia and Kosovo. The main actors of the global system can not prevent this bloody campaign and they only take some military measures which were very inefficient. In fact, nationalistic based minority problems must be solved by social, cultural, political and economical agreements, but the global actors had only used their soldiers and guns.The independence of Kosovo has opened a new era for the whole of the world politics; because there are many separationist movements are active in different parts of the world today and all of them are affected from the independence of Kosovo. Hence, it will be very difficult to appease them in the future.en_US
dc.language.isoturen_US
dc.publisherKadir Has Üniversitesien_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.subjectN/Aen_US
dc.titleKosova'nın bağımsızlığı ve dünya politikasına etkilerien_US
dc.typemasterThesisen_US
dc.departmentEnstitüler, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler ve Küreselleşme Ana Bilim Dalıen_US
dc.relation.publicationcategoryTezen_US
dc.identifier.yoktezid214559en_US


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record