China's neo-techno nationalism and securitization of Huawei by the Trump Government

Abstract

The competition between China and the US that has dramatically increased in the Trump administration constitutes one of the main contested issues in international relations. The race has not only been limited in the economy but also in technology and other various fields. This study provides a critical look at the Sino- American relationship concerning technology which is seen as the backbone of the economy. The resounding success of China, especially in the fields of technology and science, in playing a prominent role in the world has been seen as the product of Chinese governmental ambitions. Owing to a Neo- Techno nationalist look of the Chinese leaders, Beijing seeks to leverage globalization to promote national interests in order to strengthen the nation by using technology as a tool rather than following solely protectionist policies. As a product of the Chinese government's technology policy to catch up with the developed countries, Huawei, one of the national champions, occupied an important place in the latest discussions. In this thesis, the question of how the Trump government securitized Huawei is problematized. Moreover, it is argued that even though Huawei is a private enterprise, thanks to the Trump administration's concerns over identity differences, technological risks, and economic threats, it is starting to be seen as a security matter. The detailed analysis of the discourse of the Trump administration by using the Critical Discourse Analysis method provides significant implications in terms of understanding the securitization of Huawei. This study contends that Huawei, which the dominant discourse of the hegemon power has excluded and suppressed, is discursively constructed and shown as a threat to security, to which extraordinary steps have been taken.

Trump döneminde önemli ölçüde artan Amerika ve Çin arasındaki rekabet uluslararası ilişkilerde en çok tartışılan konulardan birini oluşturmaktadır. Bu yarış, ekonomiyle sınırlı kalmayarak teknolojiyi ve diğer pek çok alanı da kapsamaktadır. Bu çalışma ekonominin belkemiği olarak görülen teknoloji açısından Çin Amerika ilişkilerine eleştirel bir perspektif sağlamaktadır. Çin'in dünyada önemli bir rol oynamak için özellikle teknoloji ve bilim alanlarında ses getiren yükselişi Çin hükümetinin hırslarının bir ürünü olarak görülmektedir. Çinli liderlerin teknolojiye neo- tekno milliyetçi bakışı sebebiyle, Pekin salt korumacı politikaları takip etmek yerine ulusu güçlendirmek amacıyla ulusal çıkarları artırmak için teknolojiyi bir araç olarak kullanarak küreselleşmeden çıkarı için faydalanmaya çabalamaktadır. Çin hükümetinin gelişmiş ülkelere yetişebilmek için takip ettiği teknoloji politikasının bir ürünü olan, ulusal şampiyonlardan biri, Huawei en son tartışmalarda önemli bir yer teşkil etmektedir. Bu tezde, Trump hükümetinin Huawei'i nasıl güvenlikleştirdiği sorunsallaştırılmaktadır. Ayrıca, Huawei'in özel bir girişim olmasına rağmen Trump hükümetinin kimlik farklılıkları, teknolojik riskler ve de ekonomik tehditler konularındaki endişeleri sebebiyle bir güvenlik sorunu olarak görülmeye başlandığını iddia etmektedir. Eleştirel söylem analizi metodunu kullanarak Trump hükümetinin söyleminin detaylı analizinin yapılması Huawei'in güvenlikleştirilmesini anlamak açısından önemli çıkarımlar sağlamaktadır. Bu çalışma egemen gücün baskın söylemleriyle dışlanan ve baskılanan Huawei'in güvenliğe bir tehdit olarak gösterilmesinin söylem yoluyla inşaa edilip, olağanüstü adımların atıldığını ileri sürmektedir.