Söğüt, İpek Sevda
Loading...
Name Variants
Söğüt, İPek Sevda
İ.,Söğüt
İ. S. Söğüt
İpek Sevda, Söğüt
Sogut, İPek Sevda
I.,Sogut
I. S. Sogut
Ipek Sevda, Sogut
Söğüt, İpek
İ.,Söğüt
İ. S. Söğüt
İpek Sevda, Söğüt
Sogut, İPek Sevda
I.,Sogut
I. S. Sogut
Ipek Sevda, Sogut
Söğüt, İpek
Job Title
Araş. Gör.
Email Address
Ipekss@khas.edu.tr
Main Affiliation
Law
Status
Former Staff
Website
ORCID ID
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID

Scholarly Output
17
Articles
10
Citation Count
0
Supervised Theses
4
17 results
Scholarly Output Search Results
Now showing 1 - 10 of 17
Article BİYOTIP SÖZLEŞMESİ HÜKÜMLERİNİN İÇ HUKUKTAKİ DÜZENLEMELERE ETKİSİ(Legal Yayıncılık Anonim Şirketi, 2018) Söğüt, İpek Sevda; Söğüt, İpek SevdaOrtak bir biyoetiğin oluşumunda insan hakları çerçevesinde ve özellikle insan onuruyla bağlantılı bir hat oluşturan Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi: İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesi, biyoetik meselelerini insan hakları çerçevesine oturtan ilk bağlayıcı insan hakları belgesidir. Bu çalışmada; Biyotıp Sözleşmesinin iç hukuktaki düzenlemelere etkisi ele alınırken, Sözleşmenin 6. maddesi (Muvafakat Verme Yeteneği Olmayan Kişilerin Korunması) bağlamında, genel önleyici aşı zorunluluğuna dair yasal düzenleme bulunmaması sorunu; Sözleşmenin 9. maddesi (Önceden Açıklanmış İstek) bağlamında, hastanın tıbbi yaşam iradesini ortaya koyabileceği hukuki vasıtalara ilişkin yasal düzenleme bulunmaması sorunu; Sözleşmenin 18. maddesi (Tüpte (in vitro) Embriyonlar Üzerinde Araştırma) bağlamında embriyonik kök hücre çalışmalarındaki yasal belirsizlik sorunu ve son olarak, Sözleşmenin 21.maddesi (Ticari Kazanç Yasağı) bağlamında hekim-hasta ilişkisinin tüketici hukuku kurallarına tabi tutulması sorunu üzerinde genel bir değerlendirme yapılmıştır.Other A General Outlook on the Issue of Trade Restrictions in Roman Law(Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 2019) Söğüt, İpek Sevda; Söğüt, İpek SevdaThe legal sources of Roman law, mainly face trade restrictions in the context of the relationship between patron and freedman (libertus). It is no coincidence that, the issue arose in that particular context. Before slaves were set free, they would often acquire special knowledge and skills from working in the masters’ businesses. If a slave was set free to administer, the estate of his former master as procurator (a representative in terms of a general power of attorney), his livelihood was secured. In other cases, he had to establish his own occupation to survive after his manumission. His obvious choice would have been the occupation he had learned under his former master and present patron. For example, the freedman of a medical doctor could become a doctor himself and the freedman of a slave-dealer did not begin agitate for the abolition of slavery, but became a slave-dealer himself.Master Thesis Hekimin Sır Saklama ve Bildirim Yükümlülüklerine İlişkin Hukuki ve Etik Sorunlar(Kadir Has Üniversitesi, 2020) Çuhacı, E. Lara Su; Söğüt, İpek Sevda; Söğüt, İpek SevdaHekimin meslek etik kuralları ve insani ilkeler çerçevesinde hem hastasına hem devlete karşı yerine getirmekle bağlı olduğu birtakım yükümlülükleri bulunmaktadır. Bu yükümlülükler arasında bulunan sır saklama yükümlülüğü hastanın mahremiyet alanına yönelik, hem bedensel hem de manevi bir koruma sağlamaktadır. Hasta teşhis ve tedavi sürecinde hekim ile bazı özel bilgilerini paylaşabilir. Kişilerin sağlık bilgileri hassas veri sayılır ve tedavi süresi boyunca edinilen bilgiler gizli kalmak zorundadır. Hekim, hastasının gizli kalmasında menfaati olan her türlü bilgiyi sır saklama yükümlülüğü kapsamında saklamakla sorumludur. Hekimin hastasının hassasiyetlerine uygun ve dikkatli davranması, hastanın hekime tamamen güvenmesine ve daha başarılı bir tedavi süreci geçirmelerine katkıda bulunur. Hekimin hastanın iç dünyasına en çok müdahil olabileceği tıbbi alan ise psikiyatridir. Psikiyatri hekimleri hastalarını tedavi ederken hastanın çoğu zaman kendisine bile açmakta zorlandığı alanlara inmek ve en özel, en hassas bilgilerine hakim olmak zorundadır. Psikolojik danışma ve psikoterapi esnasında hastalar hekimlerini sırlarını saklayan birer kasa olarak görür ve bu tedaviyi başarı ile sonuçlandırmanın tek yolu sağlam bir güven ilişkisidir. Hekimin hastasına karşı olan bu hassas yükümlülüğü kanun ile belirlenmiş bazı durumlarda ihlal edilebilir. Bu istisnai durumlarda hekimin sır saklama yükümlülüğüne karşı davranması, aslında hekimi suçlu hale getirmez. Hekim, kanunda sayılmış hukuka uygunluk sebeplerine uygun davranarak sır saklama yükümlülüğüne aykırı gibi görünen davranışlarda bulunabilir. Bu hukuka uygunluk sebeplerinden biri de hekimin ihbar yükümlülüğüdür. Hekimin temel yükümlülüklerinden biri sayılan suç ihbarı, Türk Ceza Kanunu'nda da düzenlenmekte, sağlık mesleği mensupları için ayrı bir yan başlık olarak ele alınmaktadır. Hekimin suçu bildirme yükümlülüğü altında olması, Hipokrat Yemini'nde her daim uyacağını söylediği diğer ilkelerden muaf hale getirmez. Hekim, kendisinden sağlık hizmeti bekleyen kişiye, mağdur veya fail olarak aralarında fark gözetmeden sağlık hizmetini sunmalıdır. Aksi halde, suça karışmış olan kişi ihtiyacı olan sağlık hizmetini talep etmek için sağlık kuruluşlarına başvurmaktan çekinir. Hekimin öncelikle tedavi mi yoksa bildirim yükümlülüğü altında mı bulunduğu kanun yapma süreci boyunca tartışmalı olan bir konu olmuştur. Hekimin yeterli hukuk bilgisine sahip olmadığı ve olay anında kimin mağdur kimin fail olduğunu tespit etmesinin kendisinden beklenemeyeceği açıktır. Hekime yüklenen ihbar yükümlülüğü suçla mücadelede önemli bir role sahiptir. Hekim sadece tedavi için kendisine gelen hastalar için değil, psikoterapi esnasında suç olgusu taşıyan durumlar için de bu yükümlülük altındadır. Psikiyatrik anlamda çeşitli rahatsızlıklara sahip hastalar zaman zaman düşüncelerini ve planlarını hekimleri ile paylaşırlar, hekim suçun oluşmasını engelleyecek bir durumda ise konuyu yetkili mercilere bildirmekle yükümlüdür. Hekimin bu noktada sır saklama yükümlülüğü ile bağlı olup olmadığı, hangi durumlarda hangi yükümlülüğe öncelik verebileceği çeşitli mahkeme kararları ve doktrinden görüşler ile desteklenerek çalışmamızın tamamında ele alınmıştır. Her bir inceleme bölümü önce hekimler açısından açıklanmış daha sonra da psikiyatristlerin alanına özgülenmiş bir şekilde ifade edilmiştir.Article Roma ve Türk Hukuku’nda Aile Fideikomisi (fıdeıcommıssum Famılıae Relıctum) Kavramı(Türkiye Barolar Birliği Dergisi, 2020) Söğüt, İpek Sevda; Söğüt, İpek SevdaFideicommissum familiae relictum, bir kimsenin irade açık- lamasıyla, malvarlığında bulunan bir malı veya terekesinin tamamını, kendisinin öngördüğü intikal sırasına göre ve üzerinde tasarrufta bulunulmasını yasaklayacak şekilde aileye özgülemesidir. Bu kav- ram, Medeni Hukuk literatüründe “aile fideikomisi” olarak yer ala- rak, Türk Medeni Kanunu’nda yasaklanmıştır. Bu çalışma ile öncelikli olarak, doktrinde “aile fideikomisi yasağı” olarak nitelendirilen bu düzenlemenin yer aldığı aile vakfı kavramını ortaya koyabilmek ba- kımından Roma Hukuku’nda “vakıf” müessesesi üzerinde durulmuş- tur. Çalışmanın devamında ise, aile fideikomisi kavramının, Roma Hukuku’ndaki kökeni olan, fideicommissum familiae relictum açıklan- maya çalışılmıştır. Çalışmanın son kısmında ise, Türk Hukukunda aile fideikomisi yasağı üzerinde durulmuşturBook Tıbbi Kayıtlar(MALTEPE ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2013) Söğüt, İpek Sevda; Söğüt, İpek SevdaTıbbi kayıtlar, belirlenen standartlara uygunluğunu denetlemenin ve aksayan yönleri iyileştirmek için veri toplamanın, ayrıca iyi bir kalite yönetim sisteminin gereği olarak tutulan kayıtlardır. Kişilerin sağlık durumu ve hastalıklarıyla ilgili her türlü tıbbi kaydın, kişilerin doğum öncesi dönemlerinden başlayarak ölünceye kadar düzenli ve eksiksiz tutulması ve kaydedilmesi, onların sağlıklı yaşam sürebilmeleri bakımından çok önemlidir. Tıbbi kayıt tutma yükümlülüğünün amacı, hastanın tedavisinin güvenli şekilde yapılması, ileride doğabilecek ihtilaflar bakımından delillerin güvence altına alınması ve sorumlu tutulabilmedir. Hastanın tedavi sürecine ilişkin bilgilerin garanti altına alınması öncelikli amaçtır. Kayda geçirme zorunluluğu hekim için mesleğinin bir gereği ve sözleşmeden kaynaklanan borcudur. Kayıt altına alınması gereken husus, tıbbi standartlara göre gerekli olan hususlardır. Dolayısıyla, “tıbbi standartlara göre kayıt altına alınma yükümlüğü kapsamında, tıbben teşhis ve tedavide gerekli olma”, tedaviyle ilgili tedbir veya bulgunun, hukuken kayıt edilip edilmemesi gerekliliğinin de kıstasını teşkil etmektedir. Tıbbi kayıtları tutma yükümlülüğünün ihlalinden kaynaklanan sonuçlara baktığımızda, kayıtları eksik tutmanın tek başına tıbbi uygulama hatası olarak kabul edilmediği, ancak bu yükümlülüğün ihlalinin hem meslek hukuku hem de ispat hukuku açısından önemli sonuçlar doğurduğu kabul edilmektedir.Article Yasal Belirsizlik: Embriyonik Kök Hücre Çalışmaları(2018) Söğüt, İpek Sevda; Söğüt, İpek SevdaKök hücre tipleri arasında yer alan embriyonik kök hücreler, her çeşit hücre ve dokuya dönüşebilme kapasitesi nedeniyle doku mühendisliği ve rejeneratif tıp alanında önemle üstünde durulan kök hücre grubudur. Özellikle insan embriyonik kök hücreleri; yeni ilaç tasarımı deneylerinde, ilaç toksisitelerinin araştırılmasında ve erken embriyonik gelişim çalışmalarında model olabilecek hücrelerdir. Bununla birlikte, insan embriyonik kök hücre çalışmaları canlı embriyoların kullanımını gerektirdiğinden, etik ve hukuki problemleri beraberinde getirmektedir. Embriyon araştırmaları, yaşamın başlangıcı ve insan onurunun kapsama alanını ilgilendirdiğinden, çok tartışmalı bir konudur. Bu çalışma ile genel olarak kök hücre kavramı, hukuki niteliği, embriyonik kök hücre kavramı, embriyonun; insan hakları hukuku, anayasa hukuku, ceza hukuku ve medeni hukuk bağlamında statüsü, ana rahmindeki embriyo, tüpteki embriyo bakımından embriyonik kök hücre çalışmalarındaki mevcut hukuki durum ile araştırma amaçlı embriyo yaratmanın hukukiliği ve embriyonik kök hücre çalışmalarında Sağlık Bakanlığı Genelgesi sonrasındaki hukuki durum açıklanmaya çalışılacaktır.Master Thesis Sigorta Hukuku Bağlamında Kişisel Sağlık Verilerinin Korunması(Kadir Has Üniversitesi, 2018) Özcan, Serpil; Söğüt, İpek Sevda; Söğüt, İpek SevdaÝnsanoglu varolusundan bugune gelecegini tehdit eden kendisini yoksulluga itebilecek olaylardan korunma duygu ve cabasi icinde olmustur. Ayni zamanda karsisina cikabilecek zarar verici olaylarin olumsuz sonuclarindan da korunmak icin benzer endiselere ve risklere sahip diger kisiler ile bir araya gelmistir. Zararin dogumu neticesi odemek durumunda kalinacak bedellerin yaninda zararin dogumundan once duzenli araliklarla cok daha kucuk primler seklinde yapilan odemeler sonucu risklerin dogumundaki zararlarin maddi boyutlarini engellemeye yonelik sigortacilik sistemini gelistirmistir. Sosyal devlet anlayisi bizi genel saglik sigortasina sosyal guvenlik sigortasindaki eksiklikler ise ozel saglik sigortaciliginin dogumuna goturmektedir. Sigortacilik sisteminin alt yapisini prim odemelerinin olusturmasi nedeni ile hastanelerde elle tutulan kayitlar bilgisayarlarin cok hizli bir sekilde hayatimiza girmesi ile birlikte elektronik ortama aktarilmis ve prim odemelerinin takibi ile saglik yardimindan faydalanma dengesinde aktif sekilde kullanilir olmustur. Bu sureclerde hastalarin kimlik bilgileri prim odeme surecleri ile ilgili bilgiler yaninda saglik bilgileri de sistemlere islenmeye baslanmistir. Amacin sigortacilik faaliyetleri acisindan kisaca kotuye kullanimlari engellemek oldugu soylenmekte ise de kisilerin tum saglik bilgilerinin elektronik havuzlarda toplanmasinin hukuki zemini yasanan tartismalar uluslararasi duzenlemeler ile ulkemizde gelinen son nokta bu calismamizda ele alinmistir.Article HASTANIN TIBBİ YAŞAM İRADESİNE DAİR HUKUKİ VASITALAR(2017) Söğüt, İpek Sevda; Söğüt, İpek Sevda; Tuna, EkinBirçok hukuk sisteminde, kişilerin tedavileri ile ilgili karar alma sürecine katılmaları konusunda "tıbbi yaşam iradesi"ni ortaya koyan hukuki vasıtalar kabul edilmiştir. Tıbbi yaşam iradesi; çok ciddi bir hastalık durumunda hastanın kendisine verilecek olan sağlık hizmeti ile ilgili taleplerini ortaya koyması veya kendi kararlarını alamayacak duruma gelmesi halinde, yerine karar alacak kişiyi belirleyebilmesini sağlayan yazılı irade açıklamalarıdır. Gelişmiş ülkelerde yoğun tartışmalara yol açan bu konu, henüz Türkiye'de normatif bir düzenleme oluşturma yönünden, tartışmaya açılmamıştır. Hukuk sistemlerinin uygun gördüğü şekilde, çeşitli hukuki vasıtalarla vücut bulan hastanın tıbbi yaşam iradesi; kendi kaderini tayin ve onurlu ölüm hakkı çerçevesinde, hastanın terminal dönemde olması halinde, karar verme yetkisini haiz olmadığı anda dahi, kendisine uygulanmasını istediği ya da istemediği tıbbi müdahaleleri belirleyebilmesini sağlayan bir hukuki müessese olarak karşımıza çıkmaktadır.Article Objective Factor of Furtum: Contrectatio(Türkiye Adalet Akademisi, 2017) Söğüt, İpek Sevda; Söğüt, İpek SevdaThe first element of furtum was contrectatio; the handling of an object against the will of the owner (invito domino) or the person who had a lawful interest in such object. Examples of contrectatio included the removal of a thing, embezzlement, receiving stolen goods, disposing of a pledged thing without being authorized to do so, accepting an object that the owner had handed over by mistake, and hiding an escaped slave. Furthermore, a pledgee or depositee who made use of the pledged or deposited object committed furtum as did the borrower who misused the thing lent and even the owner who fraudulently removed a thing from who had a real thing in it or from a hirer with a right of retention for expenses. It is difficult to apply the notion of handling (contrectatio) to land thought of as such, and it is never is in fact so applied in juristic texts, thought soil or stones, as opposed to praedium, could be “contrected” and stolen.Master Thesis Sağlık Çalışanlarının Hakları ve Hak Arama Yolları(Kadir Has Üniversitesi, 2018) Acar, Zühra; Söğüt, İpek Sevda; Söğüt, İpek SevdaBu tez çalışmasının amacı, sağlık çalışanlarının haklarını tespit edip sınıflandırmak ve haklarının ihlal edilmesi halinde, hangi vasıtaları kullanarak haklarını arayabileceklerini ve bu hak arama sürecini ortaya koymaktır. Zira, sağlık çalışanlarının hakları, kanun koyucu tarafından, hasta hakları gibi sistematik bir şekilde ele alınmadığı için ilgili mevzuat, dağınık şekilde bulunmaktadır. Bu sebeple, sağlık çalışanlarının haklarını tespit etmek bakımından, tek tek sağlık mevzuatı; meslek etik ilke ve kuralları taranmıştır. Bu kapsamda, öncelikle sağlık çalışanı kavramı açıklanarak, sınıflandırılmaya tabi tutulmuş ve hak kavramı kısaca açıklandıktan sonra, bu hakların neler olduğu konusuna geçilmiştir. Haklar ele alınırken, meslek hukuku açısından haklar ve disiplin hukuku açısından haklar olmak üzere ikili ayrıma gidilmiştir. Bu tez çalışması vesilesiyle, sağlık çalışanlarının da hakları olduğu hatırlatılmak istenmiştir. Aralarındaki ilişkinin doğası, gereği zayıf konumda bulunan hastaların haklarını korumaya çalışırken, ilişkinin diğer tarafındaki sağlık çalışanlarının haklarına gerekli hassasiyeti göstermememiz halinde; sağlık çalışanlarının mesleki memnuniyetinin sağlanamayacağına işaret edilmek istenmiştir. Zira, böyle bir tabloda; ne hasta hakları yeterince korunarak hasta memnuniyeti arttırılabilecek ne de ideal bir sağlık politikası yürütülebilecektir.