Intuitive and reflective foundations of free will and scientific determinism Özgür irade ve bilimsel belirlenimciliğin sezgisel ve bilişsel yansımayaya dayalı kökenleri
Loading...
Files
Date
2021
Authors
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Publisher
Kadir Has Üniversitesi
Open Access Color
OpenAIRE Downloads
OpenAIRE Views
Abstract
Contrary to the past literature investigating the intuitive foundations of belief in free will and determinism, we offer a new way to empirically investigate the same topic using the dual-process model of mind. In an experiment using Turkish participants, where reliance on intuition and reflection was manipulated in a between-subjects design, we tried to estimate whether reflection increases or decreases the endorsement of free will and scientific determinism. In the experiment, participants were assigned to one of the four conditions, which are time-pressure (intuition), debiasing training (reflection), emotion induction (intuition), and control. In addition, in the time-pressure condition, we embedded a within-sample design in which participants were first asked to respond to belief in free will and determinism scales under time-pressure (i.e., allowing intuition) and then asked to revise their answers in no time-pressure condition (i.e., as control condition). Our main hypothesis posits that reflection would increase the endorsement of scientific determinism, and that it would decrease the endorsement of free will. On the other hand, we expect that intuition would decrease scientific determinism and increase free will. We also explore whether the individual propensity to think reflectively (as measured with the cognitive reflection test and the actively open-minded thinking scale) can serve as a boundary condition in understanding the effect of cognitive styles on free will and determinism beliefs. Also, the compatibility of free will and determinism beliefs was measured for exploratory purposes. Results indicated that between-subjects manipulations significantly affected belief in free will and determinism. Debiasing training diminished belief in free will but did not affect determinism beliefs. Time-pressure condition increased the endorsement of belief in free will and decreased determinism. Emotion prime and within-subject embedded condition did not produce significant results. The results partially support the view that intuition favors the belief in free will and impedes determinism.
Özgür irade ve determinizme olan inancın sezgisel temellerini araştıran geçmiş literatürün aksine, bu çalışmada özgür irade ve belirlenimciliğe olan inancın, çift süreçli zihin modelini kullanarak ampirik olarak araştırılması hedeflenmiştir. Türk bir örneklem üzerinde, denekler arası (between-subject) bir deneysel tasarımla sezgilere dayanma ve bilişsel yansımaya dayanma manipüle edilerek, bunun özgür irade ve belirlenimciliğin Kabul edilmesi üzerindeki etkisi incelenmiştir. Deneyde katılımcılar dört gruba ayrılmıştır: zaman baskısı (sezgisel düşünme), önyargısızlaştırma eğitimi (bilişsel yansıma), duyguları tetikleme (sezgisel düşünme), ve kontrol grubu. Ek olarak, keşif amaçlı, ilk grup (zaman baskısı grubu) denek içi şeklinde tasarlanmıştır. Bu grupta özgür irade ve belirlenimcilik sorularına zaman baskısı altında (sezgisel şekilde) yanıt verildikten sonra katılımcılardan zaman baskısı olmadan (bilişsel yansıma yoluyla) ilk verdikleri yanıtı gözden geçirmeleri istenmiştir. Temel olarak, bilişsel yansımanın bilimsel belirlenimciliği arttırıp özgür iradeye inancı azaltması beklenmektedir. Ayrıca, bireysel olarak bilişsel yansıma kullanmaya eğilimin, bilişsel sitiller ile özgür irade ve belirlenimciliğe inanç arasındaki ilişkide bir sınır koşulu olup olmadığına bakılmıştır. Ek olarak, özgür irade ve belirlenimciliğin uyumluluk ve uyumsuzluğuna dair inançlar keşif amaçlı incelenmiştir. Sonuçlar, denekler arası manipülasyonların özgür irade ve belirlenimciliğe inanç üzerinde etkili olduğunu göstermiştir. Önyargısızlaştırma eğitimi özgür iradeye inancı azaltmış ancak belirlenimcilik üzerinde etkili olmamıştır. Zaman baskısı grubunda ise özgür iradeye inançta artma, belirlenimciliğe inançta azalma gözlenmiştir. Duyguları tetikleme manipülasyonu, denekler içi tasarım uygulanan grupta anlamlı bir etki bulunmamıştır. Deneye dair çıkan karışık bulgular tartışma kısmında ele alınmıştır. Sonuçlar, sezgilerin özgür irade inancını arttırdığı, belirlenimciliği ise azalttığı argümanını kısmen desteklemektedir.
Özgür irade ve determinizme olan inancın sezgisel temellerini araştıran geçmiş literatürün aksine, bu çalışmada özgür irade ve belirlenimciliğe olan inancın, çift süreçli zihin modelini kullanarak ampirik olarak araştırılması hedeflenmiştir. Türk bir örneklem üzerinde, denekler arası (between-subject) bir deneysel tasarımla sezgilere dayanma ve bilişsel yansımaya dayanma manipüle edilerek, bunun özgür irade ve belirlenimciliğin Kabul edilmesi üzerindeki etkisi incelenmiştir. Deneyde katılımcılar dört gruba ayrılmıştır: zaman baskısı (sezgisel düşünme), önyargısızlaştırma eğitimi (bilişsel yansıma), duyguları tetikleme (sezgisel düşünme), ve kontrol grubu. Ek olarak, keşif amaçlı, ilk grup (zaman baskısı grubu) denek içi şeklinde tasarlanmıştır. Bu grupta özgür irade ve belirlenimcilik sorularına zaman baskısı altında (sezgisel şekilde) yanıt verildikten sonra katılımcılardan zaman baskısı olmadan (bilişsel yansıma yoluyla) ilk verdikleri yanıtı gözden geçirmeleri istenmiştir. Temel olarak, bilişsel yansımanın bilimsel belirlenimciliği arttırıp özgür iradeye inancı azaltması beklenmektedir. Ayrıca, bireysel olarak bilişsel yansıma kullanmaya eğilimin, bilişsel sitiller ile özgür irade ve belirlenimciliğe inanç arasındaki ilişkide bir sınır koşulu olup olmadığına bakılmıştır. Ek olarak, özgür irade ve belirlenimciliğin uyumluluk ve uyumsuzluğuna dair inançlar keşif amaçlı incelenmiştir. Sonuçlar, denekler arası manipülasyonların özgür irade ve belirlenimciliğe inanç üzerinde etkili olduğunu göstermiştir. Önyargısızlaştırma eğitimi özgür iradeye inancı azaltmış ancak belirlenimcilik üzerinde etkili olmamıştır. Zaman baskısı grubunda ise özgür iradeye inançta artma, belirlenimciliğe inançta azalma gözlenmiştir. Duyguları tetikleme manipülasyonu, denekler içi tasarım uygulanan grupta anlamlı bir etki bulunmamıştır. Deneye dair çıkan karışık bulgular tartışma kısmında ele alınmıştır. Sonuçlar, sezgilerin özgür irade inancını arttırdığı, belirlenimciliği ise azalttığı argümanını kısmen desteklemektedir.
Description
Keywords
Psikoloji, Psychology