Türkiye'de tekstil ve konfeksiyon sektörünün durumu ve çıkış stratejileri
Loading...
Date
2006
Authors
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Publisher
Kadir Has Üniversitesi
Open Access Color
OpenAIRE Downloads
OpenAIRE Views
Abstract
Türk tekstil ve konfeksiyon sektörü 1980'li yıllarda başlamış olduğu hızlı büyüme ve gelişme ivmesini 25 yıldan beri sürdürmektedir. Ülke kayıtlı istihdamının %11'ini ve kayıt dışı istihdamında %25'ini karşılamaktadır. Tekstil ve konfeksiyon ülkenin en önemli sektörlerinden biri konumundadır. Tekstil ve hazır giyim sektörü, toplam ihracatımızın %34'ünü, genel ithalatın ise %8'ini oluşturmaktadır. 21.5 milyar dolarlık üretim değeri ile bu sektörün GSMH içerisindeki payı %10.7 civarında, ayrıca SSK'ya kayıtlı istihdamında %10.9'unu oluşturmaktadır. Pamuk üretiminden hazır giyim üretimine kadar güçlü bir potansiyele sahip olan Türkiye tekstili, dünya çapında da söz sahibidir. Tekstil sektörü, Türkiye ekonomisi içinde en yüksek 2. paya sahip ve üretim-ihracat bakımından tüm endüstri dalları arasında 2. sırada (otomotiv sektöründen sonra) yer almaktadır. Bu sebeple tekstil sektörü, Türkiye için stratejik önemi olan bir sektör konumundadır. Türk Tekstil ve konfeksiyon sektörünün çoğunluğunu KOBİ (Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler) oluşturmaktadır. Bugün Türkiye'de 40.000'e yakın firma tekstil ve konfeksiyon sektöründe faaliyette bulunmaktadır. Büyük ölçekli firma sayısı az olmasına rağmen burada çalışan kişi sayısı fazladır. Sektör emek-yoğun bir sektör durumundadır. Türkiye'de daha çok fason üretim gerçekleştirilmektedir. Kendi markasını yaratmış firma sayısı çok çok azdır. Türkiye, fason üretim yaparak, Avrupa'nın ve dünyanın en önemli markalarının üretimini gerçekleştirerek pazarda önemli bir yerdedir. Türk tekstil ve konfeksiyon üretiminin toplam sanayi üretimi içerisindeki payı, AB ülkelerinin toplam sanayi üretimleri içerisindeki tekstil ve konfeksiyon üretimi oranlarından daha yüksektir. Tekstil ticaretinde giderek artan uluslararası rekabet nedeniyle, sahip oldukları pazar paylarını korumak isteyen gelişmiş ülkeler, yeni kapasite artışı yaratmaksızın üretim süreçlerinin modernizasyonuna yönelik yatırımlar gerçekleştirmişlerdir. Gelişmiş ülkeler gerçekleştirdikleri yatırımlarla bir tarafta üretim verimliliğinde artış sağlamışlar, diğer taraftan ise Ar-Ge faaliyetleri sonucu tekstil ürünlerinin esneklik, yanmazlık, kolay ütülenebilir gibi özelliklerini geliştirerek katma değeri yüksek olan ürünlerin üretimine yönelmişlerdir. Gelişmekte olan ülkeler son yıllarda tamamıyla yeni bir yatırım hamlesi içerisine girmişlerdir. Türkiye'deki T/H şirketlerinin dikkat çeken önemli avantajlarından birisi de AB'ye olan coğrafi yatkınlıktır. Güçlü girişimci ruhu ve büyük veya küçük siparişlere hızlı bir şekilde cevap verebilme yeteneğinin yanı sıra tüketiciye iyi hizmet sağlayabilme deneyimleri birleştiğinde bu özellik Türk T/H şirketlerine Uzak Doğulu rakiplere karşı önemli bir rekabet üstünlüğü sağlamaktadır. Ek olarak bu şirketler genç ve motive edilmiş işgücünden, tamamlanmış tekstil zincirinden ve iç piyasada geniş hammadde üretim üslerinden yararlanabilmektedirler. Avrupa Birliği, Türk tekstil ve konfeksiyon sektörü için ana ihracat pazarı konumundadır. AB pazarını, ABD, Doğu Avrupa ülkeleri, Orta Doğu ve Kuzey Afrika pazarları takip etmektedir. Türkiye, AB'nin hem tekstil hem de hazır giyim açısından ikinci büyük ihracatçı ülkesi konumunda bulunmaktadır. AB'ye ihracat pazarında en yüksek paya sahip olan ülke konumunda Çin bulunmaktadır. Türkiye, 1996 yılında Avrupa Birliği ile gerçekleştirdiği Gümrük Birliği nedeniyle, bu tarih itibariyle Avrupa Birliği pazarına kotasız ihracat yapma imkanını elde etmiştir. Ayrıca, Avrupa Birliği'nin Ortak Ticaret Politikasına uyum yükümlülüğümüz çerçevesinde Avrupa Birliği ile üçüncü ülkeler arasındaki Tekstil Kısıtlama Anlaşmaları ülkemizce üstlenilmiş ve bu ülkelerden yapılan tekstil ve hazır giyim ürünleri ithalatında kota uygulaması başlatılmıştır. Gümrük Birliğine bağlı olarak, yatırım teşvik belgeleri, döviz tahsisat tutarları, işyeri sayıları, istihdam, toplam ödemeler, sektörün hammadde ve ara mamul ithalatı ve sektörün ihracatı gibi değişkenleri bakımından Gümrük Birliği'ne bağlı olarak bir büyüme gerçekleşmiştir. Gümrük Birliği ile birlikte üreticilere sağlanan başka bir avantaj da, gümrük vergilerinin indirilmesinin girdi fiyatlarına yansımasıdır. Türk tekstil ve konfeksiyon sektörünün 1995 yılına kadar göstermiş olduğu performans ve uluslararası rekabet potansiyeli, sektörde teknolojik yatırımların artmasına neden olmuştur. Gümrük Birliği Antlaşması sonrası tekstil ve konfeksiyon ihracatındaki miktar kısıtlamalarının kaldırılacağı beklentisi ile sektöre yapılan yatırımlar çok büyük boyutlara ulaşmıştır. Pamuklu dokuma sektöründe ve suni-sentetik dokuma sektöründe Türkiye'deki makinelerin çoğu 10 yaşın altındadır. Türkiye'deki bu makine parkının niteliği Avrupa'daki makine parkının niteliğinden daha gençtir. Türk tekstil ve konfeksiyon sektörünü kurulu kapasite açısından Avrupa ve diğer ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye'nin önemli bir paya sahiptir. Türk tekstil ve konfeksiyon sektörünün en büyük avantajları; hammadde maliyetlerinin düşük seviyede tutulması, AB'ye göre düşük işçilik, AB pazarına yakın olunması, hızlı mal teslimi, ürün çeşitliliğinin fazla olması ve esnek üretim yapısıdır. Türkiye'nin toplam konfeksiyon ihracatı 13,4 milyar dolardır. Bu rakamın 10.150 milyar dolarlık kısmını Avrupa Birliği içerisindeki ülkelerden karşılamaktadır. ABD'nin konfeksiyon ihracatı içerisindeki payı ise 1.260 milyar dolardır. Türkiye'nin konfeksiyon sektöründe en büyük avantajı, AB ülkelerine yakın olması, kaliteli hammadde ve iş gücüne sahip olması ve de oturmuş bir işleyişinin olmasıdır. Ayrıca kotaların kalkmasına rağmen, birçok tekstil ürününde Çin tehlikesine karşı korunma tedbirleri halen devam etmektedir. Türkiye'nin toplam tekstil ihracatı 5.466 milyar dolardır. Türkiye tekstil ihracatını 493,8 milyon dolar ile İtalya'ya, 409,3 milyon dolar ile Rusya'ya, 328,7 milyon dolar ile Almanya'ya yapmaktadır. Son 3 yılın toplam tekstil ihracatını incelediğimizde 2004 yılında %25,5, 2005 yılında ise %10,4 artmıştır. Bu da Türkiye açısından iyi bir sonuç olarak değerlendirilebilir. Her yıl bir önceki yıla göre artış gerçekleştirilmiştir. Tekstil ve konfeksiyon sektöründe kapasite kullanımının, özel sektörlerde %80, kamu sektörlerinde ise %57 civarlarındadır. Bu oranlar Türkiye tekstil ve konfeksiyon sektörü için, özel sektörde %20, kamu sektöründe ise %43'lük atıl kapasitenin oluştuğunu göstermektedir. Pamuk üretiminde Türkiye'nin dünyanın önde gelen üretici ülkesi olması önemli bir maliyet avantajı yaratmaktadır. Bunun yanında sektörümüz yurt dışından da hammadde ithal etmek durumundadır. Şu an itibariyle Türkiye pamukta net ithalatçı durumundadır. Tekstil makine yedek parça ve tekstil kimyasal maddeleri ithalatı; Türkiye, tekstil konfeksiyon sektörü ile uluslararası piyasalarda önemli bir yere sahip olmakla birlikte kullandığı teknoloji, makine ve ekipman açısından büyük ölçüde dışa bağımlı durumdadır. Türkiye'de oldukça büyük hacme sahip olan bu sektör, teknoloji ve makine üretecek mevcut altyapıya ve tesislere henüz sahip değildir. Bu durum, teknolojik açıdan tamamen dışa bağımlı bir sektör görüntüsü yaratmaktadır. Bu elbette sektörün rekabet gücünün arttırılması ve sürekliliği konusunda önemli bir handikap oluşturmaktadır. Türkiye'nin, AB ülkeleri karşısında işgücü maliyeti açısından maliyet avantajı yaratma şansı bulunurken, Çin, Hindistan, Pakistan, Endonezya gibi ülkelere karşı rekabet şansı düşmüştür. Türkiye'de saatlik işçilik ücreti 2.13 dolar iken Çin'de bu rakam 0.41 dolar seviyelerindedir. Ayrıca, Türkiye'nin uygulamada işçilik ile ilgili en önemli sorunlarından birisi de sektörde kayıt dışı işçi çalıştırılmasıdır. Kayıt dışı işçi çalıştırarak maliyetlerde haksız rekabete neden olunmaktadır. Türkiye'de enerji fiyatlarının yüksek olması maliyetler açısından büyük bir tehlike oluşturmaktadır. Türkiye'de elektrik fiyatları 9.44 cent/kwh iken bu oran Çin'de 3.40 cent/kwh'tır. Sektörün konfeksiyon alanının büyük ölçüde dış pazarlara yönelmiş olması, firmaların ihracata yönelik çalışmasını ve yeni dış pazarlar aramasını gerektirmektedir. Ancak sektörün en önemli sorunlarından birisi; küçük ve orta ölçekte faaliyet gösteren firmaların, dış pazarlar bulmak ve satış yapmak konularında yeterli bilgi sahibi olmamalarıdır. Bu nedenle, bu nitelikteki firmaların dış pazarlara ulaşma olanakları daha sınırlı olmaktadır. Türkiye'nin tekstil ithalatı toplamı 5.947 milyar dolardır. Bu ithalatın, 664,5 milyon dolarlık rakamını İtalya, 593,9 milyon dolar ile ABD, 386,2 milyon dolar ile Almanya'dan gerçekleşmektedir. Tekstil ithalatının en önemli kısmını tekstil makineleri, ve kullanılan teknoloji oluşturmaktadır. Türkiye, hammadde satarken, AB ülkeleri ve ABD'de bu hammaddenin işlenmesini sağlayan makine ve donanımlarını satmaktadırlar. Türkiye'nin toplam konfeksiyon ithalatı 750 milyon dolar seviyelerindedir. Bu rakamın 500 milyon dolarlık kısmını Asya ülkelerinden ithal etmektedir. AB ülkelerinden markalı ürünler ithal edilirken, Asya ülkelerinden de ucuz konfeksiyon ürünleri ithal edilmektedir. Asya ülkelerinden yapılan ithalat her yıl artış göstermektedir. Türkiye'nin bu ülkelerden yaptığı ithal ürünler, tekstil makineleri ve hammaddedir. Ayrıca bunun yanında ithal tekstil kimyasalları da önemli bir yer tutmaktadır. Asya ülkelerinden yapılan ithalatın en büyük sebebi ucuz olmasından kaynaklanmaktadır. Dünya ekonomisinin en büyük sorunlarından birisi de Çin tehdididir. Çin'in her yıl ortalama büyüme oranı %8-9 civarındadır. Çin dış ticaret hacmi İngiltere ve Fransa'yı aşarak ABD, Japonya ve Almanya'dan sonra dünyada 4. sırada yer alarak 850 milyar ABD dolarına ulaşmıştır. Çin'e yapılan sabit sermaye yatırımları ve ucuz işgücü ihracat patlamasına neden olmaktadır. 2004 yılında 32.1 milyar dolar olan dış ticaret fazlası 2005 yılında üçe katlanarak 102 milyar dolara yükselmiştir. Yabancı yatırımlar Çin ekonomisine çeşitli yararlar sağlamaktadır. Çin sanayisinde katma değer artışına neden olmaktadır. Yabancı sermaye sayesinde ÇHC yeni ihracat pazarları elde etmektedir. Son yıllardaki Çin'in bu hızlı yükselişi sadece Türkiye'nin değil bütün dünyanın sorunu haline gelmiştir. Türk T/H sektörü için önemli sorunlardan birisi de, çoğu genelde anlaşma bazında olan standart kalitedeki üretimden orijinal dizaynlı imalata ve sonunda da orijinal markalı imalata geçmek olacaktır. Türkiye, Türk yapımı (Made in Turkey) markası ve dizayn üretici bir ülke konumuna gelebilmek için gerekli olan tamamlanmış tekstil zinciri ve başta pamuk olmak üzere hammaddeye kolay ulaşım gibi unsurlara sahip olmasına rağmen, acilen üretim kapasitesini ve ürün kalitesini artırmak zorundadır. Fakat ABD ve İtalya gibi ülkelerdeki firmalarla rekabet edebilmek için markaya ve imaja yatırım yapmak masraflı olmakla birlikte sadece sınırlı sayıdaki büyük firmalar için mümkündür. Diğer firmalar onun yerine sürekli olarak modern üretim fabrikalarına yatırım yapmaya, küçük miktarlarda ve tam zamanında dağıtım yapabilme yeteneklerini geliştirmeye çalışırlarken daha iyi kalitede standart ürün üretimine yoğunlaşmak durumundadırlar. Birçok avantajlardan tam olarak yararlanabilmek için Türk firmaları bazı yetersizliklerinin üstesinden gelmek zorunda kalacaklardır. Yüksek katma değerli ürünlere, kendi dizayn ve markalara yönelmenin yanı sıra, AB pazarına olan sıkı bağlılığını azaltmak için sektör, ürün yelpazesini çeşitlendirmek, fazla kapasiteyi azaltmak, pamuk ipliği ve dokuma için modern makinelere (özellikle eğirme ve dokuma) yatırım yapmak, boyama ve bitirme fabrikalarını modernize etmek ve ihracat pazarını çeşitlendirerek kendini geliştirmelidir. Türk tekstil sektörü, Avrupa'nın sahip olduğu yüksek katma değerli ve kaliteli ürünleri ile Çin'in rekabet edemeyecek kadar ucuza ürettiği basit ürünler arasında kalmış ve çıkış arayan bir sektör konumundadır. Türkiye, tekstil sektöründen vazgeçmeli mi, yoksa bu sektördeki faaliyetlerine devam mı etmeli sorusu sıkça sorulmaktadır. Bu şekilde üretime devam edilirse Türkiye'nin Uzak Doğu ülkelerindeki rakipleri ile rekabet etme şansı azalacaktır. Fakat İtalya'nın yapmış olduğu gibi, emek-yoğun olmak çıkıp, markalaşarak ve katma değeri yüksek ürünlere yönelerek, kaliteli kumaşlar üreterek faaliyetlerine devam ederse bu sektörde hala kalıcı ve etkili olabilir. Birçok büyük firmanın yapmış olduğu gibi, Türkiye'de Asya pazarına girerek fason üretim yaptırıp ucuza mal temin edip satabilir. Bu da Türk tekstil firmaları için 3. bir yol olarak düşünülebilir. Bu şekilde faaliyet gösteren birçok Türk firması mevcuttur. Kotaların kalkması sonrasında AB ülkeleri pek fazla bir zarar görmeyeceklerdir. Çünkü AB ülkelerinin tekstil sektöründe yarıştıkları kulvar farklıdır. Onlar katma değeri yüksek olan tekstil ürünlerini yani akıllı tekstil mallarını üretirlerken aslında kendileri için Çin pazarına girme fırsatı da yakalamaktadırlar. Türk tekstil ve konfeksiyon sektörünün en büyük sorunları, plansız büyüme, maliyet artışları, Ar-Ge eksikliği, kayıt dışı ekonomi, kur riski, KDV oranının fazla olması, makinalaşma eksikliği, bürokratik engeller ve sektör ile ilgili bilgi eksikliğinin olmasıdır. Bu sorunların ortadan kalkması için, devlet ve özel sektör birlikte hareket ederek bir çıkış stratejisini oluşturup, hayata geçirmek durumundadırlar. Türkiye için bu kadar büyük öneme sahip olan bu sektörün yeniden bir durum değerlendirmesi yapması, fırsatları ve risklerini ortaya koyarak; fırsatlarını nasıl koruyacağını, risklerinden de nasıl kaçınacağını belirlemesi gerekmektedir. Değişen tüketici istekleri ve sınırsız bir ürün çeşitliliğine sahip dünya piyasalarında ayakta kalabilmek için, çağı yakalamak ve yeni teknolojik ürünler sunmak gerekmektedir. Türkiye'de 1990'lı yıllarda yeni bir dönem başlamış ve şirketlerde kendi yerlerini almak için mücadele vermeye başlamışlardır. Bu mücadelede işletmelerin kullandıkları silahlar değişmeye başlamıştır. Bu silahlar, yüksek ürün ve hizmet kalitesi, müşteri merkezli yönetim politikaları, çalışanlara yönelik tutum ve davranışlar, tepe yönetimlerin oluşturacağı strateji ve vizyondan oluşmaya başlamıştır. Sektörün karşılaştığı fırsatlardan yararlanabilmesi ve risklere karşı stratejiler geliştirebilmesi için iki şeyin doğru olarak yapılması gerekmektedir. Öncelikle kendi zafiyetlerini ortadan kaldırması, yönetim kalitesini düzeltmesi ve geliştirmesi sağlanmalıdır. Sonra da devletin düzenleyici ve danışmanlık rolünü iyi ve doğru yapması sağlanmalıdır. Devletin tekstil sektörü ile ilgilenmesi ve belirli avantajları sağlaması gerekmektedir. Tekstil ve konfeksiyon alanında çok iyi bir yere sahip olan Türkiye'nin bu yerini kaybetmemesi gerekmektedir. Devletin tekstil sektörünü eskisi gibi ağırlık vermediğini görmekteyiz. Devlet, sektör kuruluşları ve tek tek firmalar, İstanbul gibi büyük bir şehri "Moda Merkezi"ne dönüştürmesi, dünya çapındaki modacı ve tasarımcıların ülke dışından istihdam edilmesi ve yerli tasarımcıların yetiştirilmesi, markalaşmaya ağırlık verilmesi, dünya çapında büyük mağazalar zincirlerinin oluşturulması ve mevcut ortaklık kurulması gibi stratejiler geliştirilmelidir.
Türk tekstil ve konfeksiyon sektörü 1980'li yıllarda başlamış olduğu hızlı büyüme ve gelişme ivmesini 25 yıldan beri sürdürmektedir. Ülke kayıtlı istihdamının %11'ini ve kayıt dışı istihdamında %25'ini karşılamaktadır. Tekstil ve konfeksiyon ülkenin en önemli sektörlerinden biri konumundadır. Tekstil ve hazır giyim sektörü, toplam ihracatımızın %34'ünü, genel ithalatın ise %8'ini oluşturmaktadır. 21.5 milyar dolarlık üretim değeri ile bu sektörün GSMH içerisindeki payı %10.7 civarında, ayrıca SSK'ya kayıtlı istihdamında %10.9'unu oluşturmaktadır. Pamuk üretiminden hazır giyim üretimine kadar güçlü bir potansiyele sahip olan Türkiye tekstili, dünya çapında da söz sahibidir. Tekstil sektörü, Türkiye ekonomisi içinde en yüksek 2. paya sahip ve üretim-ihracat bakımından tüm endüstri dalları arasında 2. sırada (otomotiv sektöründen sonra) yer almaktadır. Bu sebeple tekstil sektörü, Türkiye için stratejik önemi olan bir sektör konumundadır. Türk Tekstil ve konfeksiyon sektörünün çoğunluğunu KOBİ (Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler) oluşturmaktadır. Bugün Türkiye'de 40.000'e yakın firma tekstil ve konfeksiyon sektöründe faaliyette bulunmaktadır. Büyük ölçekli firma sayısı az olmasına rağmen burada çalışan kişi sayısı fazladır. Sektör emek-yoğun bir sektör durumundadır. Türkiye'de daha çok fason üretim gerçekleştirilmektedir. Kendi markasını yaratmış firma sayısı çok çok azdır. Türkiye, fason üretim yaparak, Avrupa'nın ve dünyanın en önemli markalarının üretimini gerçekleştirerek pazarda önemli bir yerdedir. Türk tekstil ve konfeksiyon üretiminin toplam sanayi üretimi içerisindeki payı, AB ülkelerinin toplam sanayi üretimleri içerisindeki tekstil ve konfeksiyon üretimi oranlarından daha yüksektir. Tekstil ticaretinde giderek artan uluslararası rekabet nedeniyle, sahip oldukları pazar paylarını korumak isteyen gelişmiş ülkeler, yeni kapasite artışı yaratmaksızın üretim süreçlerinin modernizasyonuna yönelik yatırımlar gerçekleştirmişlerdir. Gelişmiş ülkeler gerçekleştirdikleri yatırımlarla bir tarafta üretim verimliliğinde artış sağlamışlar, diğer taraftan ise Ar-Ge faaliyetleri sonucu tekstil ürünlerinin esneklik, yanmazlık, kolay ütülenebilir gibi özelliklerini geliştirerek katma değeri yüksek olan ürünlerin üretimine yönelmişlerdir. Gelişmekte olan ülkeler son yıllarda tamamıyla yeni bir yatırım hamlesi içerisine girmişlerdir. Türkiye'deki T/H şirketlerinin dikkat çeken önemli avantajlarından birisi de AB'ye olan coğrafi yatkınlıktır. Güçlü girişimci ruhu ve büyük veya küçük siparişlere hızlı bir şekilde cevap verebilme yeteneğinin yanı sıra tüketiciye iyi hizmet sağlayabilme deneyimleri birleştiğinde bu özellik Türk T/H şirketlerine Uzak Doğulu rakiplere karşı önemli bir rekabet üstünlüğü sağlamaktadır. Ek olarak bu şirketler genç ve motive edilmiş işgücünden, tamamlanmış tekstil zincirinden ve iç piyasada geniş hammadde üretim üslerinden yararlanabilmektedirler. Avrupa Birliği, Türk tekstil ve konfeksiyon sektörü için ana ihracat pazarı konumundadır. AB pazarını, ABD, Doğu Avrupa ülkeleri, Orta Doğu ve Kuzey Afrika pazarları takip etmektedir. Türkiye, AB'nin hem tekstil hem de hazır giyim açısından ikinci büyük ihracatçı ülkesi konumunda bulunmaktadır. AB'ye ihracat pazarında en yüksek paya sahip olan ülke konumunda Çin bulunmaktadır. Türkiye, 1996 yılında Avrupa Birliği ile gerçekleştirdiği Gümrük Birliği nedeniyle, bu tarih itibariyle Avrupa Birliği pazarına kotasız ihracat yapma imkanını elde etmiştir. Ayrıca, Avrupa Birliği'nin Ortak Ticaret Politikasına uyum yükümlülüğümüz çerçevesinde Avrupa Birliği ile üçüncü ülkeler arasındaki Tekstil Kısıtlama Anlaşmaları ülkemizce üstlenilmiş ve bu ülkelerden yapılan tekstil ve hazır giyim ürünleri ithalatında kota uygulaması başlatılmıştır. Gümrük Birliğine bağlı olarak, yatırım teşvik belgeleri, döviz tahsisat tutarları, işyeri sayıları, istihdam, toplam ödemeler, sektörün hammadde ve ara mamul ithalatı ve sektörün ihracatı gibi değişkenleri bakımından Gümrük Birliği'ne bağlı olarak bir büyüme gerçekleşmiştir. Gümrük Birliği ile birlikte üreticilere sağlanan başka bir avantaj da, gümrük vergilerinin indirilmesinin girdi fiyatlarına yansımasıdır. Türk tekstil ve konfeksiyon sektörünün 1995 yılına kadar göstermiş olduğu performans ve uluslararası rekabet potansiyeli, sektörde teknolojik yatırımların artmasına neden olmuştur. Gümrük Birliği Antlaşması sonrası tekstil ve konfeksiyon ihracatındaki miktar kısıtlamalarının kaldırılacağı beklentisi ile sektöre yapılan yatırımlar çok büyük boyutlara ulaşmıştır. Pamuklu dokuma sektöründe ve suni-sentetik dokuma sektöründe Türkiye'deki makinelerin çoğu 10 yaşın altındadır. Türkiye'deki bu makine parkının niteliği Avrupa'daki makine parkının niteliğinden daha gençtir. Türk tekstil ve konfeksiyon sektörünü kurulu kapasite açısından Avrupa ve diğer ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye'nin önemli bir paya sahiptir. Türk tekstil ve konfeksiyon sektörünün en büyük avantajları; hammadde maliyetlerinin düşük seviyede tutulması, AB'ye göre düşük işçilik, AB pazarına yakın olunması, hızlı mal teslimi, ürün çeşitliliğinin fazla olması ve esnek üretim yapısıdır. Türkiye'nin toplam konfeksiyon ihracatı 13,4 milyar dolardır. Bu rakamın 10.150 milyar dolarlık kısmını Avrupa Birliği içerisindeki ülkelerden karşılamaktadır. ABD'nin konfeksiyon ihracatı içerisindeki payı ise 1.260 milyar dolardır. Türkiye'nin konfeksiyon sektöründe en büyük avantajı, AB ülkelerine yakın olması, kaliteli hammadde ve iş gücüne sahip olması ve de oturmuş bir işleyişinin olmasıdır. Ayrıca kotaların kalkmasına rağmen, birçok tekstil ürününde Çin tehlikesine karşı korunma tedbirleri halen devam etmektedir. Türkiye'nin toplam tekstil ihracatı 5.466 milyar dolardır. Türkiye tekstil ihracatını 493,8 milyon dolar ile İtalya'ya, 409,3 milyon dolar ile Rusya'ya, 328,7 milyon dolar ile Almanya'ya yapmaktadır. Son 3 yılın toplam tekstil ihracatını incelediğimizde 2004 yılında %25,5, 2005 yılında ise %10,4 artmıştır. Bu da Türkiye açısından iyi bir sonuç olarak değerlendirilebilir. Her yıl bir önceki yıla göre artış gerçekleştirilmiştir. Tekstil ve konfeksiyon sektöründe kapasite kullanımının, özel sektörlerde %80, kamu sektörlerinde ise %57 civarlarındadır. Bu oranlar Türkiye tekstil ve konfeksiyon sektörü için, özel sektörde %20, kamu sektöründe ise %43'lük atıl kapasitenin oluştuğunu göstermektedir. Pamuk üretiminde Türkiye'nin dünyanın önde gelen üretici ülkesi olması önemli bir maliyet avantajı yaratmaktadır. Bunun yanında sektörümüz yurt dışından da hammadde ithal etmek durumundadır. Şu an itibariyle Türkiye pamukta net ithalatçı durumundadır. Tekstil makine yedek parça ve tekstil kimyasal maddeleri ithalatı; Türkiye, tekstil konfeksiyon sektörü ile uluslararası piyasalarda önemli bir yere sahip olmakla birlikte kullandığı teknoloji, makine ve ekipman açısından büyük ölçüde dışa bağımlı durumdadır. Türkiye'de oldukça büyük hacme sahip olan bu sektör, teknoloji ve makine üretecek mevcut altyapıya ve tesislere henüz sahip değildir. Bu durum, teknolojik açıdan tamamen dışa bağımlı bir sektör görüntüsü yaratmaktadır. Bu elbette sektörün rekabet gücünün arttırılması ve sürekliliği konusunda önemli bir handikap oluşturmaktadır. Türkiye'nin, AB ülkeleri karşısında işgücü maliyeti açısından maliyet avantajı yaratma şansı bulunurken, Çin, Hindistan, Pakistan, Endonezya gibi ülkelere karşı rekabet şansı düşmüştür. Türkiye'de saatlik işçilik ücreti 2.13 dolar iken Çin'de bu rakam 0.41 dolar seviyelerindedir. Ayrıca, Türkiye'nin uygulamada işçilik ile ilgili en önemli sorunlarından birisi de sektörde kayıt dışı işçi çalıştırılmasıdır. Kayıt dışı işçi çalıştırarak maliyetlerde haksız rekabete neden olunmaktadır. Türkiye'de enerji fiyatlarının yüksek olması maliyetler açısından büyük bir tehlike oluşturmaktadır. Türkiye'de elektrik fiyatları 9.44 cent/kwh iken bu oran Çin'de 3.40 cent/kwh'tır. Sektörün konfeksiyon alanının büyük ölçüde dış pazarlara yönelmiş olması, firmaların ihracata yönelik çalışmasını ve yeni dış pazarlar aramasını gerektirmektedir. Ancak sektörün en önemli sorunlarından birisi; küçük ve orta ölçekte faaliyet gösteren firmaların, dış pazarlar bulmak ve satış yapmak konularında yeterli bilgi sahibi olmamalarıdır. Bu nedenle, bu nitelikteki firmaların dış pazarlara ulaşma olanakları daha sınırlı olmaktadır. Türkiye'nin tekstil ithalatı toplamı 5.947 milyar dolardır. Bu ithalatın, 664,5 milyon dolarlık rakamını İtalya, 593,9 milyon dolar ile ABD, 386,2 milyon dolar ile Almanya'dan gerçekleşmektedir. Tekstil ithalatının en önemli kısmını tekstil makineleri, ve kullanılan teknoloji oluşturmaktadır. Türkiye, hammadde satarken, AB ülkeleri ve ABD'de bu hammaddenin işlenmesini sağlayan makine ve donanımlarını satmaktadırlar. Türkiye'nin toplam konfeksiyon ithalatı 750 milyon dolar seviyelerindedir. Bu rakamın 500 milyon dolarlık kısmını Asya ülkelerinden ithal etmektedir. AB ülkelerinden markalı ürünler ithal edilirken, Asya ülkelerinden de ucuz konfeksiyon ürünleri ithal edilmektedir. Asya ülkelerinden yapılan ithalat her yıl artış göstermektedir. Türkiye'nin bu ülkelerden yaptığı ithal ürünler, tekstil makineleri ve hammaddedir. Ayrıca bunun yanında ithal tekstil kimyasalları da önemli bir yer tutmaktadır. Asya ülkelerinden yapılan ithalatın en büyük sebebi ucuz olmasından kaynaklanmaktadır. Dünya ekonomisinin en büyük sorunlarından birisi de Çin tehdididir. Çin'in her yıl ortalama büyüme oranı %8-9 civarındadır. Çin dış ticaret hacmi İngiltere ve Fransa'yı aşarak ABD, Japonya ve Almanya'dan sonra dünyada 4. sırada yer alarak 850 milyar ABD dolarına ulaşmıştır. Çin'e yapılan sabit sermaye yatırımları ve ucuz işgücü ihracat patlamasına neden olmaktadır. 2004 yılında 32.1 milyar dolar olan dış ticaret fazlası 2005 yılında üçe katlanarak 102 milyar dolara yükselmiştir. Yabancı yatırımlar Çin ekonomisine çeşitli yararlar sağlamaktadır. Çin sanayisinde katma değer artışına neden olmaktadır. Yabancı sermaye sayesinde ÇHC yeni ihracat pazarları elde etmektedir. Son yıllardaki Çin'in bu hızlı yükselişi sadece Türkiye'nin değil bütün dünyanın sorunu haline gelmiştir. Türk T/H sektörü için önemli sorunlardan birisi de, çoğu genelde anlaşma bazında olan standart kalitedeki üretimden orijinal dizaynlı imalata ve sonunda da orijinal markalı imalata geçmek olacaktır. Türkiye, Türk yapımı (Made in Turkey) markası ve dizayn üretici bir ülke konumuna gelebilmek için gerekli olan tamamlanmış tekstil zinciri ve başta pamuk olmak üzere hammaddeye kolay ulaşım gibi unsurlara sahip olmasına rağmen, acilen üretim kapasitesini ve ürün kalitesini artırmak zorundadır. Fakat ABD ve İtalya gibi ülkelerdeki firmalarla rekabet edebilmek için markaya ve imaja yatırım yapmak masraflı olmakla birlikte sadece sınırlı sayıdaki büyük firmalar için mümkündür. Diğer firmalar onun yerine sürekli olarak modern üretim fabrikalarına yatırım yapmaya, küçük miktarlarda ve tam zamanında dağıtım yapabilme yeteneklerini geliştirmeye çalışırlarken daha iyi kalitede standart ürün üretimine yoğunlaşmak durumundadırlar. Birçok avantajlardan tam olarak yararlanabilmek için Türk firmaları bazı yetersizliklerinin üstesinden gelmek zorunda kalacaklardır. Yüksek katma değerli ürünlere, kendi dizayn ve markalara yönelmenin yanı sıra, AB pazarına olan sıkı bağlılığını azaltmak için sektör, ürün yelpazesini çeşitlendirmek, fazla kapasiteyi azaltmak, pamuk ipliği ve dokuma için modern makinelere (özellikle eğirme ve dokuma) yatırım yapmak, boyama ve bitirme fabrikalarını modernize etmek ve ihracat pazarını çeşitlendirerek kendini geliştirmelidir. Türk tekstil sektörü, Avrupa'nın sahip olduğu yüksek katma değerli ve kaliteli ürünleri ile Çin'in rekabet edemeyecek kadar ucuza ürettiği basit ürünler arasında kalmış ve çıkış arayan bir sektör konumundadır. Türkiye, tekstil sektöründen vazgeçmeli mi, yoksa bu sektördeki faaliyetlerine devam mı etmeli sorusu sıkça sorulmaktadır. Bu şekilde üretime devam edilirse Türkiye'nin Uzak Doğu ülkelerindeki rakipleri ile rekabet etme şansı azalacaktır. Fakat İtalya'nın yapmış olduğu gibi, emek-yoğun olmak çıkıp, markalaşarak ve katma değeri yüksek ürünlere yönelerek, kaliteli kumaşlar üreterek faaliyetlerine devam ederse bu sektörde hala kalıcı ve etkili olabilir. Birçok büyük firmanın yapmış olduğu gibi, Türkiye'de Asya pazarına girerek fason üretim yaptırıp ucuza mal temin edip satabilir. Bu da Türk tekstil firmaları için 3. bir yol olarak düşünülebilir. Bu şekilde faaliyet gösteren birçok Türk firması mevcuttur. Kotaların kalkması sonrasında AB ülkeleri pek fazla bir zarar görmeyeceklerdir. Çünkü AB ülkelerinin tekstil sektöründe yarıştıkları kulvar farklıdır. Onlar katma değeri yüksek olan tekstil ürünlerini yani akıllı tekstil mallarını üretirlerken aslında kendileri için Çin pazarına girme fırsatı da yakalamaktadırlar. Türk tekstil ve konfeksiyon sektörünün en büyük sorunları, plansız büyüme, maliyet artışları, Ar-Ge eksikliği, kayıt dışı ekonomi, kur riski, KDV oranının fazla olması, makinalaşma eksikliği, bürokratik engeller ve sektör ile ilgili bilgi eksikliğinin olmasıdır. Bu sorunların ortadan kalkması için, devlet ve özel sektör birlikte hareket ederek bir çıkış stratejisini oluşturup, hayata geçirmek durumundadırlar. Türkiye için bu kadar büyük öneme sahip olan bu sektörün yeniden bir durum değerlendirmesi yapması, fırsatları ve risklerini ortaya koyarak; fırsatlarını nasıl koruyacağını, risklerinden de nasıl kaçınacağını belirlemesi gerekmektedir. Değişen tüketici istekleri ve sınırsız bir ürün çeşitliliğine sahip dünya piyasalarında ayakta kalabilmek için, çağı yakalamak ve yeni teknolojik ürünler sunmak gerekmektedir. Türkiye'de 1990'lı yıllarda yeni bir dönem başlamış ve şirketlerde kendi yerlerini almak için mücadele vermeye başlamışlardır. Bu mücadelede işletmelerin kullandıkları silahlar değişmeye başlamıştır. Bu silahlar, yüksek ürün ve hizmet kalitesi, müşteri merkezli yönetim politikaları, çalışanlara yönelik tutum ve davranışlar, tepe yönetimlerin oluşturacağı strateji ve vizyondan oluşmaya başlamıştır. Sektörün karşılaştığı fırsatlardan yararlanabilmesi ve risklere karşı stratejiler geliştirebilmesi için iki şeyin doğru olarak yapılması gerekmektedir. Öncelikle kendi zafiyetlerini ortadan kaldırması, yönetim kalitesini düzeltmesi ve geliştirmesi sağlanmalıdır. Sonra da devletin düzenleyici ve danışmanlık rolünü iyi ve doğru yapması sağlanmalıdır. Devletin tekstil sektörü ile ilgilenmesi ve belirli avantajları sağlaması gerekmektedir. Tekstil ve konfeksiyon alanında çok iyi bir yere sahip olan Türkiye'nin bu yerini kaybetmemesi gerekmektedir. Devletin tekstil sektörünü eskisi gibi ağırlık vermediğini görmekteyiz. Devlet, sektör kuruluşları ve tek tek firmalar, İstanbul gibi büyük bir şehri "Moda Merkezi"ne dönüştürmesi, dünya çapındaki modacı ve tasarımcıların ülke dışından istihdam edilmesi ve yerli tasarımcıların yetiştirilmesi, markalaşmaya ağırlık verilmesi, dünya çapında büyük mağazalar zincirlerinin oluşturulması ve mevcut ortaklık kurulması gibi stratejiler geliştirilmelidir.
Turkish textile and ready-made garment sector has been keeping its growth anddevelopment acceleration for over 25 years since 1980s. It has been meeting 11% ofregistered employment and 25% of unregistered employment of the country. Textile andready-made garment is one of the major sectors of the country.Textile and ready wear sector constitutes 34% of our total exporting and 8% ofgeneral importing. This sector?s share in GNP is around 10.7 % with its productionvalue of 21.5 billion dollars and besides it constitutes 10.9 % of SSK registeredemployment.Turkish textile, having a strong potential ranging from cotton production to readywear, has a strong voice worldwide. Textile sector has the second big share in Turkisheconomy and it has been the second sector among the all industry branches in terms ofproduction- exporting (after the automotive industry). That?s why; textile sector has aposition that carries a strategic importance for Turkey.SMEs (Small and Medium-sized Enterprises) constitute the majority of Turkishtextile and ready-made garment sector. Today, approximately 40.000 companies areactive in the sector of textile and ready-made garment in Turkey. Although the numberof big sized companies is lower, number of people employed in these companies is high.This sector is a labour-intensive sector. In Turkey, mainly toll manufacturing isperformed. The company with its own brand is very very little. Turkey has a significantplace in the market by making toll manufacturing and producing the most importantbrands of Europe and the World.Turkish textile and ready-made garment production?s share in total industryproduction is higher than textile and ready-made garment production?s share of EUcountries in total industry production.Due to the international competition that is gradually increasing in the textilesector, developed countries, which want to protect their market shares, have madeinvestments on modernization of production processes without creating new capacityincrease. On the one hand, developed countries created an increase in productionefficiency with their investments; and on the other hand, they headed towards producinggoods with high value added rate by developing some features such as flexible,fireproof, easy to iron as a consequence of R&D studies they have made. Thedeveloping countries have made an absolutely new investment boom in recent years.One of the outstanding important advantages of the textile and ready wearcompanies in Turkey is their geographical nearness to EU. When the strongentrepreneurial spirit and capability of being able to meet big or small orders quickly,and also their experiences on supplying a well service come together, this feature gives acompetition advantage to Turkish Textile and Ready-made Garment companies againsttheir Far East rivals. In addition to this, these companies can make use of young andmotivated work force, the completed textile chain and wide raw material productionbases in the domestic market.European Union is in the state of being the main export market for Turkishtextile and ready-made garment sector. USA, East Europe Countries, Middle East andNorth Africa markets come after EU market. Turkey is the second biggest exportercountry of EU in terms of both textile and ready wear. China is the country that has thebiggest share in export to EU market.Because of the Customs Union which was signed up with EU in1996, from thatdate on Turkey gained a chance for exporting to European market without quota. Also,because of the obligation of European Union?s Conman Trade Politics, Turkey obeyedthe rules of Agreements of Textile Restriction signed up between EU and third countiesand put in practice quota for importation products of textile and ready made clothingfrom these third countries.Related to the Customs Union there was increase of the encouraging ofdocuments, the total of appropriation of foreign currency, the number of companies,employment, total payment, the import of raw material and materials of the sector andthe exportation. The other advantage for the producers is the positive reflection of thecustoms duty?s decrease to the cost price.Turkish textile and ready made clothing sector?s performance and potential ofinternational rivalry showed until 1995, caused increase of technological investment inthe sector. Investments to the sector reach very big amount with expectation ofabolishing quantity restriction in exporting of textile and ready made clothing aftertheCustoms Union.In Turkey, most of machines? ages are under 10 in the sectors of cotton weavingand imitation synthetic. So that, comparing with the European machines these in Turkeyare newer. When Turkish textile and ready made clothing sector is compared withEuropean and other countries from the point of view of established capacity, Turkey hasan important place.The most important advantages of Turkish textile and ready made clothing sectorare low cost of raw materials, low salary of the workers according to EU, being close toEuropean Union?s market, fast delivering, having too many kinds of products andstructure of flexible production.The total ready Made clothing export of Turkey is 13.4 billion $. This export rateforms 10.150 billion $ from the countries of EU. The part of USA in exporting of readymade clothing is 1.260 billion $. The most important advantages of Turkish ready madeclothing sector are being close to the European Union?s countries, having raw materialsof good quality, having experienced workers and having an established mechanism ofworking. Also, although quotas were abolished, most of textile products are protectedagainst danger of China.Total textile export of Turkey is 5.466 billion $. Turkey exports to Italy for 493.8billion $, to Russia for 409. 3 billon $, to Germany for 328. 7 billion $. When weexamine the total textile export of the last 3 years wee will see that the export rate hasincreased 25.5% in 2004 and 10.4% in 2005. it can be evaluated as a good result forTurkey; every year the export rate is higher than the previous one.The usage of the textile and ready made clothing sector?s capacity is about 80%in private sector, 57% in public sector. For the textile and ready made clothing sector ofTurkey these rates show us that inactive capacity is formed like 20% in private sectorand 43% in the public one.Turkey is a foremost country of the World in cotton production and it providescost advantages. Also, our sector imports raw materials from the foreign countries. Fromnow on, Turkey is an obvious exporter in cotton export.The import of spare part of machine and chemical material in textile; Turkey hasbeen addicted to foreign market on a large scale in terms of its technology, machine andequipment by having an important position in the international market of textile andready made clothing. This sector, which has a quite big capacity in Turkey, has notpresent substructure and buildings which will produce technology and machine. Thissituation creates vision of sector which is completely addicted to foreign market in termsof technology. This surely forms an important handicap in the topic of increase andcontinuousness of the power of rivalry.While Turkey has a chance to create an advantage of cost against EuropeanUnion countries, its chance has fallen against the countries such as China, India,Pakistan, Indonesia.While wages are 2.13$ per hour in Turkey, in China they are about 0.41$. Also,one of the most important problems about workmanship of Turkey is illegal workers inthe sector. Using illegal workers is being a reason for unfair competition in cost price.The high energy costs constitute a danger to cost price in Turkey. While cost ofelectricity is about 9.44 cent/kwh in Turkey, in China it is about 3.40 cent/kwh.The ready-made clothing trade go towards to foreign market on a large scale, soit requires that firms work towards exportation and search for new foreign markets. But,one of the most important problems is that the firms working with small and middlecriterion haven?t got enough information about subjects of finding new foreign marketsand selling. For this reason, firms in these qualities have limited possibilities to reachforeign markets.Total textile import of Turkey is 5.947 billion $. This import rate is formed like664.5 million $ from Italy, 593.9 million $ from USA, 386.2 million $ from German.The great part of the textile import is formed by textile machine and using thetechnology. While Turkey is selling raw material, EU countries and USA are sellingmachines and equipments which are used for treating this raw materials.Total textile import of Turkey is about 750 million $. The 500 million $ portionof this total is being imported from Asian countries. While Turkey is importingtrademarked products from EU countries, it is also importing cheap products of ready-made clothing trade from Asian countries.Importing from Asian countries is increasing every year. The important productsof Turkey, which are imported from these countries, are textile machines and rawmaterials. Furthermore, textile chemicals have an important place. The most importantreason of importing from Asian countries is that these products are cheap.One of the biggest problems of world economy is the threat of China. China?spopulation increases about 8-9% per year. China?s capacity of foreign trade reached at850 billion $ and passing England and France it ranked at 4th position after USA, Japanand German. The fixed capital investment invested to China and cheap productive powercauses to export boom. In 2005, by increasing three times, the income of foreign tradeincreased to 102 million $ which was 32.1 million in 2004. Foreign investments providekinds of benefit for China?s economy. It causes increasing of the value-added in theindustry. People?s Republic of China gains new export markets thanks to foreigncapitals. This China?s first rise in recent years has become a problem not only forTurkey but also a problem for the whole world.One of the most important problems of Turkish textile and ready-made clothingsector is to pass from production in standard quality, which is in stage of agreement, toproducts with original design and in the end to products with original brand. Although,Turkey has many elements like completed textile series and easy communication to rawmaterials, especially cotton, to become a country which produces design and its ownbrand (Made in Turkey), it must urgently increase its capacity of production and itsquality of products. But investing to brand and image in order to compete against firmswhich are in USA and Italy is expensive and also possible only for limited number oflarge firms. Instead of this, the other firms focus on producing better quality productswhen they invest to fabrics of modern production and they are trying to improve theircapacity of distribution.It is an obligatory for Turkish firms to get over some inefficiency for profitingfrom many advantages completely. Besides going towards of high value-added tax, itsown brand and design to reduce strict devotion of EU market, Turkish firms shouldimprove themselves by increasing the variety of products, by reducing extra capacity, byinvesting to modern machines for weaving and cotton thread (especially for spin anweaving), by modernizing their coloring fabrics and by increasing the variety of exportmarkets.The Turkish textile sector stays between high value-added and high in qualityEuropean products and simple but in cost price unrivalled Chinese products. So theTurkish textile sector is looking for solution.The question, whether Turkey should give up this sector or it should continue itsfacilities, is asked very often. If the production keeps continuing like this, the luck ofTurkey to compete with its rivals in the Far East will decrease. But if Turkey heads to bea brand, by producing products of high value-added, by producing high quality cloth(like Italy does) it can still be permanent and effective in this sector.As many big companies do, Turkey can enter Asian market; provide cheap goodsby using other companies for the production of its own products and sell then. This canbe though as third way for the Turkish textile firms. As a result, there are many Turkishfirms working like this.After abolishing the quotas, EU countries won?t face much harm because theyare competing in different areas of the textile sector. While they are producing highvalue-added textile products, which are the smart textile goods, actually they have thechance to enter the Chinese market.The biggest problems of Turkish textile and ready-made clothing sector aredevelopment without plan, the increase of costs, the lack of Reseach and Development(R-D), illegal economy, the risk in rate of exchange, the high rate of value-added tax, thelack of mechanization, the bureaucratic obstacles and the lack of information about thissector. Government and private sector should cooperate in order to develop a strategyfor dealing with these problems.Turkish textile and ready-made clothing sector, which has a very big importancefor Turkey, should make an evolution of its situation and put forth its chances and risks.Also, this sector should determine haw to protect its opportunity and haw to preventfrom its risks. To pay attention to changing consumers demands and to stand strong inthe world market which has unlimited variety of products, this sector should keep upwith its time and present new technological products.By 1990?s, a new period has started in Turkey and companies have struggled totake their places. In this struggle, the weapons used by companies have started tochange. These weapons consist of high quality product and service, the managementpolitics focusing on the customers, the attitudes and behaviors towards the workers, thevision and strategy of the top managements. To take an advantage of the opportunitiesand develop some strategies against the risks, for the sector two things should be madecorrectly. First, the sector should remove its own weakness and improve the quality ofmanagement. Then, the government should do its role of organizer and consultantcorrectly.The government should be interested in textile sector and provide particularadvantages for it. Turkey which has a really good place in textile and ready-madeclothing sector shouldn?t loose its place. Unfortunately the Turkish government doesn?ttake care of textile sector as it did in the past.The government, the sector establishments and every single firm in this sectorshould develop strategies like turning big cities like Istanbul into a "fashion center",employing world-wide fashion designers and raising native designers, focusing on beinga big brand, establishing world-wide big store chains and making available partnership.
Turkish textile and ready-made garment sector has been keeping its growth anddevelopment acceleration for over 25 years since 1980s. It has been meeting 11% ofregistered employment and 25% of unregistered employment of the country. Textile andready-made garment is one of the major sectors of the country.Textile and ready wear sector constitutes 34% of our total exporting and 8% ofgeneral importing. This sector?s share in GNP is around 10.7 % with its productionvalue of 21.5 billion dollars and besides it constitutes 10.9 % of SSK registeredemployment.Turkish textile, having a strong potential ranging from cotton production to readywear, has a strong voice worldwide. Textile sector has the second big share in Turkisheconomy and it has been the second sector among the all industry branches in terms ofproduction- exporting (after the automotive industry). That?s why; textile sector has aposition that carries a strategic importance for Turkey.SMEs (Small and Medium-sized Enterprises) constitute the majority of Turkishtextile and ready-made garment sector. Today, approximately 40.000 companies areactive in the sector of textile and ready-made garment in Turkey. Although the numberof big sized companies is lower, number of people employed in these companies is high.This sector is a labour-intensive sector. In Turkey, mainly toll manufacturing isperformed. The company with its own brand is very very little. Turkey has a significantplace in the market by making toll manufacturing and producing the most importantbrands of Europe and the World.Turkish textile and ready-made garment production?s share in total industryproduction is higher than textile and ready-made garment production?s share of EUcountries in total industry production.Due to the international competition that is gradually increasing in the textilesector, developed countries, which want to protect their market shares, have madeinvestments on modernization of production processes without creating new capacityincrease. On the one hand, developed countries created an increase in productionefficiency with their investments; and on the other hand, they headed towards producinggoods with high value added rate by developing some features such as flexible,fireproof, easy to iron as a consequence of R&D studies they have made. Thedeveloping countries have made an absolutely new investment boom in recent years.One of the outstanding important advantages of the textile and ready wearcompanies in Turkey is their geographical nearness to EU. When the strongentrepreneurial spirit and capability of being able to meet big or small orders quickly,and also their experiences on supplying a well service come together, this feature gives acompetition advantage to Turkish Textile and Ready-made Garment companies againsttheir Far East rivals. In addition to this, these companies can make use of young andmotivated work force, the completed textile chain and wide raw material productionbases in the domestic market.European Union is in the state of being the main export market for Turkishtextile and ready-made garment sector. USA, East Europe Countries, Middle East andNorth Africa markets come after EU market. Turkey is the second biggest exportercountry of EU in terms of both textile and ready wear. China is the country that has thebiggest share in export to EU market.Because of the Customs Union which was signed up with EU in1996, from thatdate on Turkey gained a chance for exporting to European market without quota. Also,because of the obligation of European Union?s Conman Trade Politics, Turkey obeyedthe rules of Agreements of Textile Restriction signed up between EU and third countiesand put in practice quota for importation products of textile and ready made clothingfrom these third countries.Related to the Customs Union there was increase of the encouraging ofdocuments, the total of appropriation of foreign currency, the number of companies,employment, total payment, the import of raw material and materials of the sector andthe exportation. The other advantage for the producers is the positive reflection of thecustoms duty?s decrease to the cost price.Turkish textile and ready made clothing sector?s performance and potential ofinternational rivalry showed until 1995, caused increase of technological investment inthe sector. Investments to the sector reach very big amount with expectation ofabolishing quantity restriction in exporting of textile and ready made clothing aftertheCustoms Union.In Turkey, most of machines? ages are under 10 in the sectors of cotton weavingand imitation synthetic. So that, comparing with the European machines these in Turkeyare newer. When Turkish textile and ready made clothing sector is compared withEuropean and other countries from the point of view of established capacity, Turkey hasan important place.The most important advantages of Turkish textile and ready made clothing sectorare low cost of raw materials, low salary of the workers according to EU, being close toEuropean Union?s market, fast delivering, having too many kinds of products andstructure of flexible production.The total ready Made clothing export of Turkey is 13.4 billion $. This export rateforms 10.150 billion $ from the countries of EU. The part of USA in exporting of readymade clothing is 1.260 billion $. The most important advantages of Turkish ready madeclothing sector are being close to the European Union?s countries, having raw materialsof good quality, having experienced workers and having an established mechanism ofworking. Also, although quotas were abolished, most of textile products are protectedagainst danger of China.Total textile export of Turkey is 5.466 billion $. Turkey exports to Italy for 493.8billion $, to Russia for 409. 3 billon $, to Germany for 328. 7 billion $. When weexamine the total textile export of the last 3 years wee will see that the export rate hasincreased 25.5% in 2004 and 10.4% in 2005. it can be evaluated as a good result forTurkey; every year the export rate is higher than the previous one.The usage of the textile and ready made clothing sector?s capacity is about 80%in private sector, 57% in public sector. For the textile and ready made clothing sector ofTurkey these rates show us that inactive capacity is formed like 20% in private sectorand 43% in the public one.Turkey is a foremost country of the World in cotton production and it providescost advantages. Also, our sector imports raw materials from the foreign countries. Fromnow on, Turkey is an obvious exporter in cotton export.The import of spare part of machine and chemical material in textile; Turkey hasbeen addicted to foreign market on a large scale in terms of its technology, machine andequipment by having an important position in the international market of textile andready made clothing. This sector, which has a quite big capacity in Turkey, has notpresent substructure and buildings which will produce technology and machine. Thissituation creates vision of sector which is completely addicted to foreign market in termsof technology. This surely forms an important handicap in the topic of increase andcontinuousness of the power of rivalry.While Turkey has a chance to create an advantage of cost against EuropeanUnion countries, its chance has fallen against the countries such as China, India,Pakistan, Indonesia.While wages are 2.13$ per hour in Turkey, in China they are about 0.41$. Also,one of the most important problems about workmanship of Turkey is illegal workers inthe sector. Using illegal workers is being a reason for unfair competition in cost price.The high energy costs constitute a danger to cost price in Turkey. While cost ofelectricity is about 9.44 cent/kwh in Turkey, in China it is about 3.40 cent/kwh.The ready-made clothing trade go towards to foreign market on a large scale, soit requires that firms work towards exportation and search for new foreign markets. But,one of the most important problems is that the firms working with small and middlecriterion haven?t got enough information about subjects of finding new foreign marketsand selling. For this reason, firms in these qualities have limited possibilities to reachforeign markets.Total textile import of Turkey is 5.947 billion $. This import rate is formed like664.5 million $ from Italy, 593.9 million $ from USA, 386.2 million $ from German.The great part of the textile import is formed by textile machine and using thetechnology. While Turkey is selling raw material, EU countries and USA are sellingmachines and equipments which are used for treating this raw materials.Total textile import of Turkey is about 750 million $. The 500 million $ portionof this total is being imported from Asian countries. While Turkey is importingtrademarked products from EU countries, it is also importing cheap products of ready-made clothing trade from Asian countries.Importing from Asian countries is increasing every year. The important productsof Turkey, which are imported from these countries, are textile machines and rawmaterials. Furthermore, textile chemicals have an important place. The most importantreason of importing from Asian countries is that these products are cheap.One of the biggest problems of world economy is the threat of China. China?spopulation increases about 8-9% per year. China?s capacity of foreign trade reached at850 billion $ and passing England and France it ranked at 4th position after USA, Japanand German. The fixed capital investment invested to China and cheap productive powercauses to export boom. In 2005, by increasing three times, the income of foreign tradeincreased to 102 million $ which was 32.1 million in 2004. Foreign investments providekinds of benefit for China?s economy. It causes increasing of the value-added in theindustry. People?s Republic of China gains new export markets thanks to foreigncapitals. This China?s first rise in recent years has become a problem not only forTurkey but also a problem for the whole world.One of the most important problems of Turkish textile and ready-made clothingsector is to pass from production in standard quality, which is in stage of agreement, toproducts with original design and in the end to products with original brand. Although,Turkey has many elements like completed textile series and easy communication to rawmaterials, especially cotton, to become a country which produces design and its ownbrand (Made in Turkey), it must urgently increase its capacity of production and itsquality of products. But investing to brand and image in order to compete against firmswhich are in USA and Italy is expensive and also possible only for limited number oflarge firms. Instead of this, the other firms focus on producing better quality productswhen they invest to fabrics of modern production and they are trying to improve theircapacity of distribution.It is an obligatory for Turkish firms to get over some inefficiency for profitingfrom many advantages completely. Besides going towards of high value-added tax, itsown brand and design to reduce strict devotion of EU market, Turkish firms shouldimprove themselves by increasing the variety of products, by reducing extra capacity, byinvesting to modern machines for weaving and cotton thread (especially for spin anweaving), by modernizing their coloring fabrics and by increasing the variety of exportmarkets.The Turkish textile sector stays between high value-added and high in qualityEuropean products and simple but in cost price unrivalled Chinese products. So theTurkish textile sector is looking for solution.The question, whether Turkey should give up this sector or it should continue itsfacilities, is asked very often. If the production keeps continuing like this, the luck ofTurkey to compete with its rivals in the Far East will decrease. But if Turkey heads to bea brand, by producing products of high value-added, by producing high quality cloth(like Italy does) it can still be permanent and effective in this sector.As many big companies do, Turkey can enter Asian market; provide cheap goodsby using other companies for the production of its own products and sell then. This canbe though as third way for the Turkish textile firms. As a result, there are many Turkishfirms working like this.After abolishing the quotas, EU countries won?t face much harm because theyare competing in different areas of the textile sector. While they are producing highvalue-added textile products, which are the smart textile goods, actually they have thechance to enter the Chinese market.The biggest problems of Turkish textile and ready-made clothing sector aredevelopment without plan, the increase of costs, the lack of Reseach and Development(R-D), illegal economy, the risk in rate of exchange, the high rate of value-added tax, thelack of mechanization, the bureaucratic obstacles and the lack of information about thissector. Government and private sector should cooperate in order to develop a strategyfor dealing with these problems.Turkish textile and ready-made clothing sector, which has a very big importancefor Turkey, should make an evolution of its situation and put forth its chances and risks.Also, this sector should determine haw to protect its opportunity and haw to preventfrom its risks. To pay attention to changing consumers demands and to stand strong inthe world market which has unlimited variety of products, this sector should keep upwith its time and present new technological products.By 1990?s, a new period has started in Turkey and companies have struggled totake their places. In this struggle, the weapons used by companies have started tochange. These weapons consist of high quality product and service, the managementpolitics focusing on the customers, the attitudes and behaviors towards the workers, thevision and strategy of the top managements. To take an advantage of the opportunitiesand develop some strategies against the risks, for the sector two things should be madecorrectly. First, the sector should remove its own weakness and improve the quality ofmanagement. Then, the government should do its role of organizer and consultantcorrectly.The government should be interested in textile sector and provide particularadvantages for it. Turkey which has a really good place in textile and ready-madeclothing sector shouldn?t loose its place. Unfortunately the Turkish government doesn?ttake care of textile sector as it did in the past.The government, the sector establishments and every single firm in this sectorshould develop strategies like turning big cities like Istanbul into a "fashion center",employing world-wide fashion designers and raising native designers, focusing on beinga big brand, establishing world-wide big store chains and making available partnership.