Fact-checkers and journalists' perspectives on their normative roles in Turkey
Loading...
Files
Date
2021
Authors
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Publisher
Kadir Has Üniversitesi
Open Access Color
OpenAIRE Downloads
OpenAIRE Views
Abstract
In democracies, people should have access to factual and healthy information to make wise collective choices for the common good. However, the circulation of misinformation hinders citizens' capacity to access factual information. Various problems of the Internet age, such as online disinformation, echo chambers, or bots, are dismantling the Internet's function as a democratic and inclusive public sphere, highlighting the threatening power of online communication technologies in determining the fate of democracies. The fact-checking ecosystem has started to grow globally as a new global democratic practice since the early 2000s to increase the disinformation resilience of societies and democracies and to combat the circulation of false information. Although the fact-checking ecosystem is growing worldwide, very little research has been done in Turkey investigating the perceived roles, responsibilities, and challenges of journalists and fact-checkers concerning each other. This study investigates how journalists and fact-checkers perceive their roles in their societies and how they make sense of their existence as a profession. In devising strategies to make fact-checking initiatives more credible, popular, and influential among different user groups, the first step would be to analyze media professionals' perceptions towards each other's roles. Moreover, this study is also the first step in learning about possible areas of collaboration between traditional media and relatively new fact-checking initiatives. However, this study finds that journalists are suspicious of and distant to fact-checking platforms in Turkey since journalists were too defensive of their professional roles as arbiters of truth. Thus, there is still much work to be done in Turkey to increase the conversation among fact-checkers and journalists, especially to prevent the perception of the fact-checking organizations as a new form of infotainment style news or a new source of censorship.
Demokrasilerde, insanların akıllıca kolektif seçimler yapması için gerçek ve olgusal bilgilere erişebiliyor olmaları gerekir; fakat yanlış bilginin dolaşımının kolaylaşması ve hızlanması, vatandaşların gerçek bilgilere erişme kapasitelerini engellemektedir. Çevrimiçi dezenformasyon, yankı odaları ve botlar gibi İnternet çağının çeşitli sorunları, İnternet'in demokratik ve kapsayıcı bir kamusal alan olarak tasarlanan işlevini ortadan kaldırmakta ve çevrimiçi iletişim teknolojilerinin demokrasilerin kaderini belirleyici gücünü vurgulamaktadır. Doğruluk kontrolü ekosistemi, toplumların ve demokrasilerin yanlış bilgi karşısındaki direncini artırmak ve yanlış bilginin dolaşımı ile mücadele etmek için 2000'li yılların başından itibaren büyümeye ve doğruluk kontrolü dünya çapında yeni bir demokratik uygulamaya dönüşmeye başlamıştır. Doğruluk kontrolü ekosistemi tüm dünyada büyüse de, Türkiye'de gazetecilerin ve teyitçilerin birbirlerine bakış açılarını araştıran çok az araştırma yapılmıştır. Bu çalışma, gazetecilerin ve teyitçilerin toplumdaki normatif rollerini nasıl algıladıklarını ve bir ekonomik uğraş olarak varoluş nedenlerini nasıl anlamlandırdıklarını sorgulamaktadır. Doğruluk kontrolü girişimlerinin farklı kullanıcı grupları arasında daha güvenilir, popüler ve kullanışlı hale gelmesi için stratejiler oluştururken ilk adım, medya profesyonellerinin ve doğruluk denetçilerinin birbirlerinin toplumdaki rollerine yönelik algılarını analiz etmek olacaktır. Dahası, bu çalışma, aynı zamanda geleneksel medya ile göreceli olarak daha yeni olan doğruluk kontrolü girişimleri arasındaki olası iş birliği alanlarını öğrenmenin ilk adımıdır. Fakat; bu çalışma, gazetecilerin "gerçeğin hakemi" olarak mesleki rollerini fazlasıyla savunmalarından dolayı, gazetecilerin Türkiye'deki doğrulama platformlarına karşı şüpheci ve mesafeli olduklarını ortaya koymaktadır. Bu nedenle, Türkiye'de teyitçiler ve gazeteciler arasındaki iletişimi artırmak, özellikle doğrulama kuruluşlarının yeni bir haber-eğlence tarzı haber biçimi veya yeni bir sansür kaynağı olarak algılanmasını önlemek açısından önem taşımaktadır.
Demokrasilerde, insanların akıllıca kolektif seçimler yapması için gerçek ve olgusal bilgilere erişebiliyor olmaları gerekir; fakat yanlış bilginin dolaşımının kolaylaşması ve hızlanması, vatandaşların gerçek bilgilere erişme kapasitelerini engellemektedir. Çevrimiçi dezenformasyon, yankı odaları ve botlar gibi İnternet çağının çeşitli sorunları, İnternet'in demokratik ve kapsayıcı bir kamusal alan olarak tasarlanan işlevini ortadan kaldırmakta ve çevrimiçi iletişim teknolojilerinin demokrasilerin kaderini belirleyici gücünü vurgulamaktadır. Doğruluk kontrolü ekosistemi, toplumların ve demokrasilerin yanlış bilgi karşısındaki direncini artırmak ve yanlış bilginin dolaşımı ile mücadele etmek için 2000'li yılların başından itibaren büyümeye ve doğruluk kontrolü dünya çapında yeni bir demokratik uygulamaya dönüşmeye başlamıştır. Doğruluk kontrolü ekosistemi tüm dünyada büyüse de, Türkiye'de gazetecilerin ve teyitçilerin birbirlerine bakış açılarını araştıran çok az araştırma yapılmıştır. Bu çalışma, gazetecilerin ve teyitçilerin toplumdaki normatif rollerini nasıl algıladıklarını ve bir ekonomik uğraş olarak varoluş nedenlerini nasıl anlamlandırdıklarını sorgulamaktadır. Doğruluk kontrolü girişimlerinin farklı kullanıcı grupları arasında daha güvenilir, popüler ve kullanışlı hale gelmesi için stratejiler oluştururken ilk adım, medya profesyonellerinin ve doğruluk denetçilerinin birbirlerinin toplumdaki rollerine yönelik algılarını analiz etmek olacaktır. Dahası, bu çalışma, aynı zamanda geleneksel medya ile göreceli olarak daha yeni olan doğruluk kontrolü girişimleri arasındaki olası iş birliği alanlarını öğrenmenin ilk adımıdır. Fakat; bu çalışma, gazetecilerin "gerçeğin hakemi" olarak mesleki rollerini fazlasıyla savunmalarından dolayı, gazetecilerin Türkiye'deki doğrulama platformlarına karşı şüpheci ve mesafeli olduklarını ortaya koymaktadır. Bu nedenle, Türkiye'de teyitçiler ve gazeteciler arasındaki iletişimi artırmak, özellikle doğrulama kuruluşlarının yeni bir haber-eğlence tarzı haber biçimi veya yeni bir sansür kaynağı olarak algılanmasını önlemek açısından önem taşımaktadır.
Description
Keywords
İletişim Bilimleri, Communication Sciences