Özge Uzun Kazmacı

Uzun Kazmacı, Özge

Name Variants

Ozge, Uzun Kazmaci
Uzun Kazmaci, Ozge
Ö. Uzun Kazmacı
Uzun Kazmacı,Ö.
UZUN KAZMACI, Özge
Uzun Kazmacı, O.
Ozge Uzun Kazmacı
UZUN KAZMACI, ÖZGE
Uzun Kazmaci,Ozge
Özge Uzun Kazmacı
U., Ozge
Uzun Kazmaci,O.
O. Uzun Kazmacı
Uzun Kazmacı, ÖZGE
Uzun Kazmacı, Ö.
ÖZGE UZUN KAZMACI
Uzun Kazmaci,Ö.
Özge UZUN KAZMACI
U., Özge
U.,Ozge
Uzun Kazmacı, Özge
Uzun Kazmacı, Ozge
Kazmacı, Özge Uzun
Kazmaci, Ozge Uzun
Kazmaci, Ozge Uzun
Kazmaci, Özge Uzun

Job Title

Dr. Öğr. Üyesi

Email Address

ozge.kazmaci@khas.edu.tr

ORCID ID

0000-0001-6916-8563

Full item page

Scholarly Output

19

Articles

5

Citation Count

1

Supervised Theses

13 Scholarly Output Search Results

Now showing 1 - 10 of 19

Gizlilik Sözleşmesi
(2024) Kılıç, İlksen Yavuz; Uzun Kazmacı, Özge; Kazmacı, Özge Uzun
Gizlilik sözleşmesi temel olarak, tarafların gizlilik beklentilerinin sözleşme ile hüküm altına alındığı ve gizlilik ihlali halinde uygulanacak hukuki sonuçların öngörüldüğü sözleşmedir. Sözleşme özgürlüğü çerçevesinde taraflar; 'diğer tarafla paylaşılacak bilgileri, tarafların gizlilik yükümlülüklerini, bilgilerin korunması için uygulanacak tedbirlerini, gizlilik ihlali sayılan halleri, sözleşmenin sona erdiren sebepleri' bu sözleşmede serbestçe belirleyebilirler. Gizlilik sözleşmesi; 'Ticaret Hukuku, İş Hukuku, Kişisel Verilerin Korunması Hukuku, Sınai Mülkiyet Hukuku, Rekabet Hukuku ve Bankacılık Mevzuatı' gibi pek çok farklı alanda ihtiyaç duyulan ve bunun karşılanmasına yönelik geliştirilmiş bir sözleşmedir. Gizlilik sözleşmesinin; uygulamada yoğun olarak kullanıldığını ancak konuyla ilgili akademik çalışmanın çok sınırlı olduğunu ve bu sözleşmenin kanunda düzenlenen sözleşmelerden olmadığını belirmemiz gerekir. Buradan hareketle gizlilik sözleşmesi çalışma konumuz olarak belirlenmiştir. Gizlilik sözleşmesinin; unsurları, kapsamı, hukuki niteliği ve tarafların sözleşmeden kaynaklanan sorumlulukları akademik düzeyde tartışılmıştır. Çalışmamızda; çeşitli hukuk alanlarında ve özel mevzuatta adı geçen gizlilik sözleşmesinin, bir bütünlük ve sentez meydana getiren biçimde teorik olarak değerlendirilmesi ile doktrine katkı sağlanması amaçlanmıştır.
Yabancı Ülkelerde Verilen Boşanma Kararlarının Türk Hukukuna Etkisi
(Kadir Has Üniversitesi, 2023) Boz, Duygu Filiz; Uzun Kazmacı, Özge; Kazmaci, Özge Uzun
Türk hukukunda boşanma kanunda öngörülen sebeplerin varlığı ve hâkimin kararı ile gerçekleştirilmektedir. Yabancı ülke adli makamları tarafından verilen boşanma kararlarının tanınmasına 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 50. maddesi uyarınca izin verilmiştir. Yabancı ülke idari makamları tarafından verilen boşanma kararlarının tanınması ise mümkün kılınmamıştır. Bu hususa ilişkin olarak ortaya çıkan tartışmaların çözümü Nüfus Hizmetleri Kanunu madde 27/A ve Yabancı Ülke Adli veya İdari Makamlarınca Verilen Kararlarının Nüfus Kütüğüne Tescili Hakkında Yönetmelik ile getirilmiş bulunmaktadır. Yeni getirilen bu düzenleme ile yabancı ülke idari makamları tarafından verilen boşanma kararlarının mahkeme yoluna başvurmaksızın nüfus kütüğüne doğrudan tescili ve mahkemeler tarafından verilecek tanıma kararlarına gereksinim duyulmadan Türk hukukunda hüküm doğurması kabul edilmiştir. Çalışmamızda yabancı ülkelerde verilen boşanma kararlarının Türk hukukuna etkisi hem Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuk Hakkında Kanun hem de Nüfus Hizmetleri Kanunu ve bu Kanuna bağlı olarak çıkartılan Yönetmelik kapsamında incelenmiş olup yabancı ülke yetkili makamları tarafından verilen boşanma kararlarının nüfus kütüğüne tescilinin yetkili nüfus müdürlüklerindeki uygulaması ve karşılaşılan sorunlara detaylıca yer verilmiştir.
Klasik Yayım ve Dijital Yayın Sözleşmelerinde Taraf Yükümlülükleri
(2023) Milanlıoğlu, Ulaş Koray; Uzun Kazmacı, Özge; Kazmacı, Özge Uzun
Yayıncılık, yazının icadıyla başlayıp dijital teknolojinin etkin olarak kullanıldığı günümüze kadar fikirlerin ve bilgilerin kitlelere ulaştırılması için önemli bir araçtır. Klasik yayımcılıkta, yayımcı ve yazar arasındaki ilişkinin temelini, yazarın eserinin yayımcı tarafından basılarak çoğaltılması ve dağıtılması karşılığında yayımcıya telif hakkı gelirlerinin bir kısmını paylaşması oluşturmaktadır. Dijital yayıncılıkta ise, eserin elektronik ortamda umuma iletilmesi ve erişime açılması söz konusudur. Bu durumda, klasik yayımcılık sözleşmelerine benzer yükümlülükler yanında, yeni yükümlülükler de ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada, klasik yayım ve dijital yayın sözleşmelerinde taraf yükümlülükleri ele alınacaktır. Çalışma, öncelikle klasik yayım sözleşmelerinin temel unsurlarını inceleyecektir. Ardından, dijital yayın sözleşmelerinin özelliklerine ve taraf yükümlülüklerine odaklanacaktır. Çalışmada, taraf yükümlülüklerinin hukuki dayanakları ve uygulamadaki sorunları da değerlendirilecek olup yazarlar, yayıncılar ve diğer ilgili taraflar için, hem klasik hem de dijital yayın sözleşmelerinin daha etkili ve adil bir şekilde yönetilmesine katkıda bulunulması amaçlanmıştır. Anahtar Sözcükler: Yayım Sözleşmesi, Dijital Yayıncılık, Dijital Yayın, Umuma İletim Hakkı, Taraf Yükümlülükleri
Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesinde Müteahhidin Temerrüdü ve Sonuçları
(Kadir Has Üniversitesi, 2018) Tekdemir, Faruk; Uzun Kazmacı, Özge; Kazmacı, Özge Uzun
Tezin konusu, müteahhit ile arsa sahibi aralarında akdedilen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tanımı, şekli ve hukuki niteliği ile müteahhidin teslim borcunu zamanında ifa edememesi nedeniyle temerrüde düşmesi ve buna bağlanan sonuçlardır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uygulamada sıkça rastlanan ve doktrinde çeşitli tartışmalara yol açan sözleşme türü olduğundan inceleme konusu olarak tercih edilmiştir. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin hukuki niteliğinin belirlenmesi noktasında, arsa sahibinin sözleşmeden dönmesi üzerine sözleşmenin ileriye etkili feshedilmiş olacağına ilişkin 1984 tarihli Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı üzerinde durularak, konu doktrinde ileri sürülen farklı görüşler ile açıklanmış ve ayrıntılı olarak tartışılmıştır. Sözleşmede kararlaştırılan şekilde ve sürede inşaatın tamamlanarak teslim edilmemesi üzerine müteahhidin temerrüde düşmesinin koşulları ile müteahhidin temerrüde düşmesi sonucunda arsa sahibinin sahip olduğu seçimlik hakları kullanabilmesinin koşulları ve buna bağlanan sonuçlar detaylı biçimde incelenmiştir. Tez; doktrinde konuya ilişkin ileri sürülen görüşler ve Yargıtay uygulaması çerçevesinde ele alınmak suretiyle, teori ve pratik arasındaki farklılıklar belirlenerek kişisel kanaatin aktarılmasıyla şekillenmiştir.
İnternet Ortamında Kurulan Mesafeli Sözleşmelerde Tüketicinin Korunması
(Marmara Üniversitesi Yayınları, 2016) Uzun Kazmacı, Özge; Uzun Kazmacı, Özge
Tüketiciler, sanal ortamda sunulan bilgiler ışığında, internet üzerinden çeşitli sözleşmeler yapmaktadırlar. Bu sözleşmelerin büyük çoğunluğu, mesafeli sözleşme niteliğindedir ve 6502 sayılı Kanun ve ilgili Yönetmelikler kapsamında tüketiciyi koruyucu düzenlemelere tabidir. Bu düzenlemelerin en önemlileri; tüketicinin bilgilendirilmesi ve cayma (geri alma) hakkıdır. Makalenin amacı; başta bu düzenlemeler olmak üzere, mesafeli sözleşmelere ilişkin hükümlerin, internet üzerinden kurulan sözleşmeler esas alınarak incelenmesidir.
Kripto Varlıkların Türk Özel Hukukundaki Yeri ile Aile ve Miras Hukukuna Etkisi
(2023) Aksoyer, Ayten Kübra; Uzun Kazmacı, Özge; Kazmacı, Özge Uzun
Gelişen ve değişen dünyada temel değerlerden biri haline gelmeye başlayan ve başarılı da olan kripto varlıkların uygulamada belirsiz bir konumda kaldığı bilinmektedir. Bu belirsizliklerin neler olduğunun tespiti ve çözüm için hangi olasılıkların değerlendirilebileceği önemlidir. Çalışmamızda da; bu belirsizliklere değinilmeye ve hukuki süreçlerde nasıl sonuçlanabileceği izah edilmeye çalışılmıştır. Ülkemizde kripto varlıklarla ilgili ilk düzenleme olan ÖKVKDY çıkarılmış olsa da; ilgili Yönetmelikte kripto varlıkların hukuki niteliğinin açıklanmamıştır. Bu durum da, hukuki uyuşmazlıklarda kripto varlıkların ne şekilde nitelendirileceği belirsizliğini ortaya çıkarmaktadır. Çalışmamızda kripto varlıkların özellikleri incelenerek eşya vasfına haiz oldukları kabul edilmiştir. Buna istinaden de; gerek Aile Hukukunda gerekse de Miras Hukukunda yaşanan uyuşmazlıklarda kripto varlıklar eşya olarak değerlendirilmiştir. Aile Hukuku kapsamında nişanlanmanın, evlenmenin ve boşanmanın sonuçlarına ilişkin olarak hediyelerin geri verilmesi, altınların geri verilmesi gibi durumlarda kripto varlıkların da geri verilmesi gerektiği; manevi tazminat halinde ise ödeme yasağı gerekçesi ile kripto varlıklarla bir ödeme yapılamayacağı kabul edilmiştir. Miras Hukuku kapsamında ise; vasiyetname ve miras sözleşmelerine de değinilerek, ölüm sonrası mirasçılara kripto varlıkların geçeceği kabul edilmiştir.
Anlaşmalı Boşanma Kararı ile Tescilsiz Kazanımda Uygulamaya İlişkin Değerlendirmeler
(2022) Kazmacı, Özge Uzun; Uzun Kazmacı, Özge
Anlaşmalı boşanma kararı verilebilmesi için tarafların boşanmanın mali sonuçları konusunda ve çocukların durumu ile ilgili olarak anlaşmaları ve hâkimin bu anlaşmayı uygun bulması gerekir. Hâkim tarafından onaylanan anlaşma, anlaşmalı boşanma kararının bir parçası haline gelir. Tarafların anlaşmalı boşanma kararından sonra özellikle mali sonuçlara ilişkin uyuşmazlıklar nedeniyle tekrar karşı karşıya gelmemeleri açısından, protokol hükümlerinin icra edilebilir şekilde hüküm fıkrasında yer alması önemlidir. Hâkimin bu hususa dikkat etmeden anlaşmalı boşanma kararanın hüküm fıkrasında protokole sadece atıf ile yetinmesi halinde, sonradan protokol hükümlerine dayanılarak dava açılması tartışmalıdır. Yaşanan uyuşmazlıkların çoğunluğu, taşınmaz mülkiyetinin devir taahhütlerine ilişkindir. Taşınmaz mülkiyetinin veya bir sınırlı ayni hakkın kazanılabilmesi için genellikle ikinci bir dava açılması gerekmektedir. Anlaşmalı boşanma kararından sonra tarafların karşı karşıya gelmemeleri açısından mümkün oldukça mahkeme kararı ile tescilsiz kazanım öngörülmelidir. Anlaşmalı boşanma kararı ile taşınmaz mülkiyetinin ya da taşınmazlara ilişkin bir sınırlı ayni hakkın tescilsiz kazanılabilmesi için, ilgili protokol hükümlerinin hüküm fıkrasına nasıl aktarıldığı önem taşımaktadır
Ayakta Tedavilerde Özel Sağlık Kuruluşunun Eczacının ve İlaç Üreticisinin Sorumluluğu
(Kadir Has Üniversitesi, 2014) Alp, Cihan; Uzun Kazmacı, Özge; Uzun Kazmacı, Özge
Sağlık hizmetlerinden yararlanan kişilerin en kolay ulaştığı ve en sık başvurduğu tedavi yöntemi ayakta tedavilerdir. Ayakta tedavilerde ise en sık başvurulan yöntem ilaç tedavisidir. İlaç tedavisinde hekim hasta için uygun gördüğü ilaçları, ilaçların doz ve kullanım sıklıklarını eczacıya hitaben reçeteye yazar. Eczacı da kimi zaman ilaç üreticileri tarafından üretilmiş farmasötik preperatları, kimi zaman da kendi hazırladığı majistral ilaçları hastaya verir. Bazen de eczacı reçeteye tabi olmayan bir ilacı hastaya verebilir. Bu çalışmada, yukarıda bahsedilen sistem içerisinde yer alan hekim veya özel sağlık kuruluşunun, eczacının ve ilaç üreticisinin hukuki sorumluluğu; son bölümde ise sorumluluğun sonuçları incelenmiştir.
Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesinde Arsa Sahibinin Ayıba Karşı Tekeffülden Doğan Hakları
(Kadir Has Üniversitesi, 2020) Erman, Hasan Ünsal; Ünsal Erman, Hasan; Uzun Kazmacı, Özge; Kazmacı, Özge Uzun
The subject of our study is on the rights of the land owner in case of defective work by the contractor in the construction agreement in return for land share. Disputes often arise between the parties due to deficiencies likely to occur in the structures subject to the construction agreement in return for land share in practice. The land owner have three rights if the work produced defective by contractor; termination of contract, wage reduction and repair of the defective work by Article 475 of the Code of Obligations ( TBK) In Turkish legal system; the land owner has to obligate the notification to the contractor if the work defective. On the other hand, the land owner doesnt use these three optional rights against to contractor. The land owner also have the right to demand indemnity against the contractor. The conditions of these three optional rights of the land owner and right to demand indemnity against the contractor were discussed with the legal regulation, doctrine and supreme court decisions in our study.
Yapi malikinin sorumlulugu
(Kadir Has Üniversitesi, 2016) Uzun Kazmacı, Özge; Uzun Kazmacı, Özge
Yapi malikinin sorumlulugu 6098 Sayili Turk Borclar Kanunu’nun 69. Maddesinde hukum altina alinmis bir kusursuz sorumluluktur. Ýlgili maddeye gore bina veya diger yapi eserinin yapim bozuklugu ya da bakim eksikligi sebebiyle meydana gelen zararlardan yapinin maliki sorumlu tutulur. Ýntifa ve oturma hakki sahipleri ise yapinin sadece bakim eksikliginden kaynaklanan zararlarindan dolayi malikle birlikte muteselsil olarak sorumlu tutulur. Yapi malikinin sorumlulugunun dogmasi icin bir takim sartlarin mevcut olmasi gerekir. oncelikle yapidan kaynakli bir zararin dogmus olmasi gerekir. Soz konusu zararin hukuka aykiri olmasi gerekir. Bunun yaninda zarar ile yapinin yapim bozuklugu ya da bakim eksikligi arasinda uygun illiyet baginin bulunmasi gerekmektedir. Yapi malikinin sorumlulugunun dogmasi icin kusurlu olmasi gerekmez. Bu da yapi malikinin sorumlulugunu haksiz fiil sorumlulugundan ayirmaktadir. Yapi malikinin sorumlulugunda malik kurtulus kaniti getirerek sorumluluktan kurtulamaz. Ancak illiyet baginin kesildigini ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir. Ýlliyet bagini kesen sebepler ise mucbir sebep zarar gorenin agir kusuru ucuncu kisinin agir kusuru seklinde olmak uzere uce ayrilmaktadir. Yapi malikinin sorumlulugunda zamanasimi suresi 2 ve 10 yildir. Surelerin baslangic tarihi zararin ve sorumlu tutulacak kisinin ogrenilmesinden itibaren baslamaktadir. Son olarak yapidan kaynakli zarar tehlikesi mevcutsa malikten zarar tehlikesinin ortadan kaldirilmasi icin gerekli tedbirler alinmasi talep edilebilmektedir.